Çine Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Çine Ziraat Odası > Tarihçe

Tarihçe


ÇİNE ZİRAAT ODASI

TARİHÇESİ

 

İlçenin arazi verimliliği

Çine verimli toprakları ile çevre ilçelerden geri kalmayacak kadar ön planda bir tarım bölgesidir. Verimli topraklara sahiptir ve yöre halkının ihtiyaçlarını üretimdeki çeşitliliği ile yeter düzeydedir.

Su altı arazi dediğimiz, sulanabilir topraklarında; pamuk, mısır, yer fıstığı gibi başlık üretim çeşitlerinin yanı sıra, silajlık mısır üretimiyle de yaz mevsimi üretim çeşitliliğini sergilemektedir.

Yukarıda sıralanan üretim varlıklarının yanı sıra, bölgede yetişen biber, patlıcan, salatalık, domates, kabak gibi yazlık sebzelerin üretimi de ihtiyaçtan öteye, pazarlamak amacıyla yetiştirilmektedir.

Yaz üretim mahsullerinin kaldırılması sonrasında tarlalar, 2. ürün için hazırlanıp yeniden ekimi yapılmaktadır. Yine ihtiyaç ve pazarlama amacıyla yapılan kışlık ekimler genellikle hayvansal tüketim ve sebze üzerinedir. Hayvansal tüketim maddelerinin başında, silajlık arpa, buğday, yulaf, çavdar, fiğ ve yonca gelir. Bu ekim maddeleri silajlık olduğu gibi paketlik olarak da muhafaza edilebilmektedir.

Yukarıdakilerin dışında göz ardı edilmemesi gereken üretim varlıkları olarak; çevresel ihtiyaç ve pazarlama amacıyla ekilen sebze çeşitliliği de göz doldurur niteliktedir.

Sebze ve meyve çeşitliliği

İlçemizin ekilebilir topraklarında, kış aylarının vazgeçilmez sebzeleri arasında yer alan lahana, karnabahar, kereviz, enginar, soğan, sarımsak, pırasa gibi zorunlu mutfak ihtiyacı çeşitleri yeterli miktarda üretilmektedir.

Bunların dışında; marul, tere, roka, kırmızı lahana, turp, havuç gibi yardımcı sebzelerin üretimi de hem kişisel tüketim, hem de pazarlama amacıyla yapılmaktadır.

Yukarıda saydığımız sebze üretim çeşitliliğinin dışında meyve üretimi de yeterli ölçüde yapılmaktadır.

Elma, armut, kiraz, portakal, limon, vişne, böğürtlen, muşmula, çeşitli erik cinsleri, geçmişteki kişisel ihtiyaç üretiminin dışına çıkmış ve ticari şekle dönüşmüştür. Son yıllarda, yenilikçi çiftçilik anlayışıyla alternatif tarım geliri peşinde koşan üreticilerimiz muz, kivi gibi bölgeye uyum sağlayabilen meyveleri de ekip, yetiştirmektedir.

Çine, rakımı yüksek bölgelerde yetiştirilen kestane ve ceviz gibi ürünlerde de, bölgesel anlamda söz sahibi konumdadır.

Aydın denildiğinde akla gelen incir, Çine üretimi için pazara cevap verecek nitelikte değildir. İncir ancak, bölgesel ihtiyacı karşılayacak ölçüde yetiştirilmektedir.

Zeytin üretimi

İlçenin olmazsa olmazı konumundaki diğer sanayi üretim maddesi de zeytindir. Sofralık ve yağlık olarak üretilen zeytindeki çeşitlilik son yıllarda artmıştır. Bölgeye özgü memecik zeytininin dışında, dikimi yapılan ve yetiştirilen gemlik, manzanilla, domat, Edremit gibi zeytin türleri de yoğun olarak yetiştirilmektedir. Bunlardan memecik yağlık zeytin türüdür. Diğerleri sofralık zeytin türlerinin arasına girer. Çineli zeytin üreticisi, son yıllarda bu türlerin yetiştirilmesine özen göstermiş ve üzerine eğilmiştir. Yüzyıllardır zeytinyağında söz sahibi bir konumda olan Çine, bu zeytin türleri sayesinde sofralık zeytinde de adını duyurmaya başlamıştır.

Arazi varlığı

Ormanlık ve mera olarak kullanılan arazilerin dışında kalan ve ekilen, dikilen arazi olarak adlandırılan toprak varlığı miktarı 38.554 hektardır. Çine Ziraat Odasına (çalışmanın seyri süresince Çine Ziraat Odası adı bazı zamanlarda Ziraat Odası ya da Oda kısaltma adları ile de anılacaktır.) kayıtlı çiftçi sayısına bakıldığında; üye başına 3 hektara yakın ekilen ve dikilen arazi varlığı düştüğü tespit edilmektedir.

Bu arazi varlığının 25.600 hektarlık bölümü zeytinlik olarak geçmektedir.

Tarla bitkilerinin yetiştirildiği arazi varlığı 9.855 hektardır.

Sebze bahçesi olarak geçen arazi varlığı genişliği 2.221 hektardır.

Meyve bahçesi olarak geçen arazi varlığı genişliği 878 hektardır.

Bu alanların sulanmaları baraj ve göletlerden yapılmaktadır. Topçam Barajı, Çatak, Akçaova Göledi gibi su havzalarının dışında yeni su tutulmaya başlanan Çine Barajı da önümüzdeki yıllarda Çine’nin arazi sulamadaki ihtiyacını büyük ölçüde karşılayacaktır. Yerüstü su birikintilerinden yararlanamayan arazi sahipleri kendi imkânlarıyla yaptıkları derin kuyu ve artezyenlerle su ihtiyacını karşılamaktadır.

 Hayvancılık

Çine, sahip olduğu topraklarını kullanma verimliliği açısından artı durumdadır. Ekilen ve dikilen arazilerin dışında kalan alanlardan, mera ve otlak olarak kullanılan ve açık, yarı açık ve kapalı alanda yapılan hayvancılık da göz doldurur niteliktedir.

Ova köylerinde ve orman kıyısı köylerde yapılan büyükbaş hayvan yetiştiriciliği, ilçenin ihtiyacı olan sayıdan çok daha fazladır. Geleneksel nitelikte yetiştirilen ve Yoz Mal olarak adlandırılan Kara Sığır türü, otlaklarda, boş olarak yetiştirilmektedir. Bu ırkın dışında kaliteli et ve süt verimi için yarı açık ve kapalı alanlarda yetiştirilen büyükbaş hayvan sayısı, diğer yöresel ırkla birlikte 90 bin civarındadır.

Bunun dışında İlçede, 16.650 civarında küçükbaş hayvan sayısı tespit edilmiştir. Bunların 11.600 kadarı koyun, 5050 kadarı da keçidir

Ziraat Odaları Tarihçesi

Ziraat Odaları adı ilk kez 1881 yılında telaffuz edilmeye başlanmıştır. Bir tüzük ile şekillenen Ziraat Odaları, 6 yıllık zaman içerisinde 99 bölgede örgütlenmiştir. O dönemde bir tür danışma kurulu niteliğinde çalışmıştır.

1912 yılında yeni bir tüzük hazırlanmış ve odaların ilçeler düzeyinde kurulması ve faaliyet sergilemesine destek verilmeye çalışılmıştır.

Yukarıdaki tarihlerde şekillenmeye başlayan Ziraat Odaları o güne kadar ve ondan sonraki dönemlerde Hükümetlerden sağlanan herhangi bir maddi destek görememesi nedeniyle faaliyetlerini sağlıklı şekilde sürdürememiş ve beklenilen performansı gösterememiştir. Kurulma amacına bağlı olarak varlığını gösterememesi nedeniyle halk arasında tanınırlılığı da minimum düzeyde kalmış ve verimli olamamıştır. Bu dönemler varlığını sürdürme çabasından öteye; ortaya çıkış ve körelme dönemleri olarak ele alınabilir.

1937 yılında yürürlüğe giren 3203 sayılı Ziraat Vekâleti Vazife ve Teşkilatı Kanunu ile Oda yeniden canlandırılmaya çalışılmıştır. Bu kanunun desteğiyle çıkılan yolda ilerleme kaydedilmiş ve 1940 yılı içerisinde birçok Ziraat Odasının seçimleri yapılmış ve teşkilatlanmaya hız verilmiştir ama yine bir sonuç elde edilememiştir.

Günümüz Ziraat Odalarının temellerini atılması dönemi 20. yüzyılın ortalarına denk düşmektedir.

6964 Sayılı Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Kanunu 1957 yılında yürürlüğe girmiştir. Ancak, kanuna ilişkin tüzüğün zamanında çıkartılmaması nedeniyle Ziraat Odalarının faaliyete geçmesi 1963 yılına dek sürünceme dönemi yaşamıştır.

 Ziraat Odaları

Ziraat Odalarının kuruluş ve çalışma esasları, 6964 sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan nizamnameyle düzenlenmiştir. Söz konusu kanunun 1. maddesi Odaların kuruluş amacını ve kapsamını içerir.

Bu maddeye göre; Ziraat Odalarının kuruluş amacının başında meslek hizmetlerini görmek gelir. Diğer yandan çiftçilerin ortak ihtiyaçlarını karşılamak asıl amacıdır.

Bunun yanı sıra; mesleki faaliyetleri kolaylaştırmak, çiftçilik mesleğinin genel çıkarlarına uygun olarak gelişmesini sağlamak, vazgeçilmez görevleri arasındadır. Bunları yaparken mesleki disiplin ve ahlakını kollayıp gözetmeyi ön planda tutar.

Ziraat Odalarının, çiftçilik mesleği ile uğraşan vatandaşların mesleki hak ve çıkarlarını korumak amacıyla kurulduğu her dem ifade edilir.

Ziraat Odaları, tüzel kişiliğe sahip Kamu Kurum niteliğinde bir meslek kuruluşudur.

Çine Ziraat Odası

Çine Ziraat Odası, 15 Haziran 1964 tarihinde kurulmuştur.

Oda olarak, görev kapsamı içindeki yerleşim alanları itibariyle, Merkez ve Akçaova dâhil 65 köy, 11 mahalleye hitap etmektedir.

Bu alandaki söz sahibi delege sayısı 76’dır.

Oda bünyesinde, zeytinliklerde Organik Tarım çalışmalarının kayıtları devam etmektedir

Mal varlığı ve Personel

Çine Ziraat Odası, Hamidabat Mahallesi 234 sokak 21 numarada, kendine ait binada faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu bina 3 katlıdır. Diğer yandan Odanın kendine ait 2 aracı ve bulunmaktadır. Çine Ziraat Odası’nın işletmeciliğini yaptığı bir Toptan Sebze ve Meyve Hali bulunmaktadır

Halil GÜNER- Genel Sekreter

Fadime KANBER- Memur

Erkan BAL- Memur

İsmail YALÇIN- Sözleşmeli Memur olarak dört personel bulunmaktadır.

 

Çine Ziraat Odası, Çine Vergi Dairesinin, 9980071841 vergi kimlik numarasıyla kayıtlı faal bir mükellefidir. 

1964 Öncesi Çine’de Tarım

“Günümüz Çine’sinde tarım yapılan arazi varlığının (ekilebilir ve dikilebilir alanların toplamı) tam şekliyle kullanılmaya başlanması hangi tarihe denk düşer” gibi bir soru sorulduğunda, kesin bir rakam vermek mümkün değildir.

Çine ve Bölgede yapılan tapu ve kadastro çalışmaları 1950’li yılların sonlarında tamamlanmıştır.

Babam Kerim (Mehmet) Uyguç’un Askerden geldikten (1951) hemen sonra başlayan Tapu Kadastro çalışmalarında bizzat bulunduğunu, sohbetlerimizden biliyorum. Babam o günlerin Çine tarım potansiyeli ile günümüz potansiyeli arasındaki değişimi şu cümlelerle çok iyi açıklardı:

“Karpuzlu Bölgesindeki çalışmaların başlamasından bitmesine içinde değildim ama uzun bir süre ekip içinde ölçüm görevlisi olarak çalıştım. O dönemde, çalılık, çay yatağı, bataklık, otlak vb. gibi tarımsal anlamda ekim ve dikim alanı olarak kullanılmayan birçok arazi günümüzde işlenilir şekle sokulmuştur. Kadastro çalışmaları sırasında pıynar çalısıyla kaplı olan ve tapu kayıtlarında 50, 60 ağaç bulunan bir arazi günümüzde yetişen ve aşılanan deliceler sayesinde 200, 300 ağaçlık zeytinlik olmuştur. Yine kadastro geçtiği dönemlerde çevresi bataklık, sazlık ya da dere, çay yatağı olan ekilebilir alanların çevresindeki bu kullanılmayan alanlar ıslah edilmiş, kullanılabilir şekle sokulmuştur. Zeytinlikte olduğu gibi ekilebilir alanlar da genişlemiş ve kullanılan alan fazlalaşmıştır.”

Arazilerin ıslah edilmesi

1950’li yıllarda ova köyleri de dâhil yemek pişirmek ve ısınmak için yakılan odun vb. katı yakıt, kapının dibinden temin edilebiliyordu. Köylü kendi tüketeceği odun ve çalıyı yapıp kullandığı gibi, ihtiyaç fazlası ürettiği odunu eşeğine, katırına ya da arabasına yükleyip çarşıya (Çine’ye) getirip satardı. Günümüzde orman köyleri de dâhil sobalarda ısınmak için gerekli olan katı yakıtı bulmak zorlaşmıştır; artık birçok köy evinde kömür tüketilmektedir. Yani geçtiğimiz yüzyılın yarısı itibariyle, kullanılmayan tarım alanlarında yetişen maki ya da sanayi getirisi olmayan ağaçların varlığı günümüzde yok denecek kadar azdır. Bu alanlar zeytin, ceviz, kestane, elma gibi getirisi olan meyve ağaçlarıyla donatılmıştır.

Yine aynı dönemlerde, yukarıda da belirtildiği gibi, ekilebilir alanların çevresinde bulunan ve işlenilmeyen araziler ıslah edilmiş ve tarıma açılmıştır. Yaşı 40’ın üzerinde ve köy kökenli olan herkesin hafızasında yer ettiği gibi ovalarımızın içinden geçen çay yatakları, kenarlarında bulunan sazlık alanlar artık yok denecek kadar azdır. Bu alanların hepsi tarıma kazandırılmıştır.

İlkel Çiftçilik çalışmaları

Gelişime ayak uydurmadaki yenilikler, alternatif yaşam şeklinin zorunluluğudur.

Dün (20. yy başları) zorunlu ihtiyaç maddeleri dışında tarımsal üretim yapılmıyordu. Bu zorunlu ihtiyaç maddeleri; darı (unu, anızı, tanesi için), akdarı (unu ve tanesi için), yulaf (tanesi ve samanı için), çavdar (tanesi ve samanı için), arpa (tanesi ve samanı için) ve buğday (unu, tanesi ve samanı için) ile sınırlıydı. Bölge coğrafyasına ve iklimine uygun olarak üretimi kolaylıkla yapılan yazlık ve kışlık sebzelerin dışında Çine’de tarımsal üretim yoktu, denilebilir.

İhtiyaç fazlası zeytin ve zeytinyağı yüzyıllardır pazarı bulunan ve getirisi olan bir tarım ürünüdür ama bu ürün bile, 20. yy. başlarına kadar modernize edilme çalışmalarına sahne olmamıştır. Ülke ihtiyacının yarısından fazlasının bölgemizde üretilen kestane, ceviz ve incir gibi sanayi ürünleri bile desteklemelerin yapılmaması nedeniyle, yakın tarihlere kadar tarımsal getirisi olan ürünler statüsüne girmemiştir.

Tarımsal seyirde Hükümet politikaları

Çine açısından, ekonomik getiri için yapılan tarımda ekilen tek ürün tütündü. Buna gösterilebilecek tek neden Hükümet Politikasıdır. Tütün ile ilgili ilk TEKEL Yasası 1862 yılında ‘İnhisar Yasası’ olarak çıkmıştır. Bu, şu demektir: Devlet, tütün üretimini, getirisi olan tarım kalemi olarak 1862 yılında ciddiye almıştır.

3573 Sayılı zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkındaki kanun 1939 yılında çıkartılmıştır. Bu, şu demektir: Devlet, zeytinciliği 1939 yılında ciddi bir tarım getirisi olarak kabul etmiştir.

Pamuğun dünyada 5 bin yıldır üretildiği ve dokumacılık sektöründe de 3 bin yıldır kullanıldığı bilinmektedir. Pamuğun önemli bir tarım ürünü olduğunun fark edilmesi ve bölgemizde yoğun olarak ekimine başlanması tarihi daha dündür. Dündür diyoruz, çünkü yaptığımız araştırmalardan ortaya çıktığı şekliyle, Çine ve bölgeye pamuğun ekim için getiriliş tarihi 1946, 1947 yıllarına denk düşmektedir. Kaldı ki, verilen tarihlerde getirilen pamuk cinsi kalite ve verim yüksekliği açısından hiç de göz doldurur niteliklere sahip değildi.

Bu konudaki bulgularımız daha sonraki bölümlerde işlenecektir.

Modern Çiftçiliğin getirileri

Yukarıda yaptığımız saptamalara bağlı olarak; pamuk üretimine başlanmasından sonra, ihtiyaç maddeleri ekilip dikilen arazilerin çevresinde bulunan ve kullanılmayan alanlar periyodik olarak ıslah edilmiştir.

“Şurayı açayım (çalısını, hayıdını, garıngecini kırayım, gelen derenin önünü kapatayım) da, iki evlek olsun pamuk ekeyim, ürettiğimle çocuklara yatak yorgan yapar, kalanı satar bir inek alırım” anlayışı başlamıştır.

Önceleri yün ve yapağıdan yapılan yatak ve yorganlar, yoğun üretimine başlanması sonrasında pamukla yapılmaya başlandığı gözlenmektedir.

İhtiyacın ötesinde ticari amaçla ekilmeye başlanması ile gelirin arttığı gözlenmiş ve diğer ekilen ürünlerden pamuğa hızlı bir geçiş yaşanmıştır. Buna bağlı olarak pamuğun satışı ve pazarlanması aşaması yine Devlet Politikası ciddiyetiyle hızlı bir şekilde gelişmiş ve TARİŞ, Çukurova Birlik ve Antalya Birlik gibi kuruluşlar aracılığı ile üreticinin ticari anlamda önü açılmıştır.

O döneme kadar İncir ve zeytinyağı ticaretinde ön planda olan Tariş, 1949 tarihinden itibaren pamuk alımına ve pamuk ile ilgili diğer ihtiyaç şekillerine (hastalıklarla mücadele, verimin artırılması için yapılması gerekenler gibi verilen bilgi toplantıları) yönelmiştir. Bilindiği gibi Aydın Tekstil İşletmeleri A.Ş.’nin kuruluş tarihi aynı yıla denk düşmektedir.

Modern çiftçiliğin getirileri göz önünde bulundurulduğunda, tarımsal alanların parasal anlamda verimliliğinin hesaplanması da bu tarihlere denk düşmektedir. Giderlerin artması, gerini artırılması gerekliliğini de beraberinde getirdiği için verimli tarım arazilerinde üretimi yapılan ürünlerden en iyi sonucu alma çabaları da gündeme gelmiş ve modern tarımın gerekliliği için yapılması gerekenler masaya yatırılmıştır. Dönümden daha fazla ürün elde etme çabaları sonuç vermiş ve arazilerin gayrimenkul olarak değerlenmesi de buna bağlı olarak artmıştır.

21. yüzyıl çiftçisinin amacı, ekip ürün kaldırmak değil, ekip en yüksek verimi almaktır. Bunu yapabilmek için de, Bakanlığın yanı sıra Ziraat Odaları sağladığı bilgi ve ekonomik destekle çiftçinin yanındadır.

4K kayıtlara yeni geçiyor

Köy Enstitülerinin kapatılmasıyla başlayan Köyleri kalkındırma Projesine uzun zaman ara verilmişti. Eğitilen genç kuşak köylerin kalkınması, bilinçlendirilmesi için caba harcıyordu ve kalkınmanın önü açılmıştı.

Bu kalkınma programı Köy Enstitülerini kapatılmasıyla son buldu. Enstitülerden mezun olanlar önceleri ‘Köy Öğretmeni’ statüsündeydi; 1952 yılında çıkan bir yasayla bu öğretmenler, diğer öğretmenlerin sahip olduğu haklara sahip oldu ve dengesizlik ortadan kalktı.

Ara verilen kalkınma programına 1958 yılında yeniden başlandı. Köylerin kalkındırılması, köylünün bilinçlendirilmesi için atılan bu yeni atılımın adı 4K idi. Bu çalışmayla ilgili ilk bilgiyi bize Kahramanköy’den Zeki İçöz vermişti.

Sohbetimizden sonra 4K Projesiyle ilgili araştırma yapma gereği duyduk. Başvuracağımız bilgiler Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı arşivlerinde olabilirdi. Çünkü proje, adı geçen Bakanlığın kapsamında gerçekleştirilmişti. Yaptığımız araştırma sonuçsuz kaldı. Çünkü adı geçen Bakanlığın arşivlerinde 4K ile ilgili bir bulguya rastlanmadı.

Zeki İçöz bizi yanıltmış olamazdı. Mutlaka bir isim yanlışlığı yapıyorduk ve bekledik. Zeki İçöz, ertesi gün bize 1959 yılında Didim’de katıldığı seminerden aldığı belgeyi getirdi. Resmi imzaları taşıyan ve ‘Arıcılık ve Hayvancılık’ sertifikası olan bu belge, geçmişle ilgili önümüze konulan her belge gibi bizi heyecanlandırdı. Böylece, yaptığımız güzel işlerin arasına, 4K organizasyonunu da eklemiş olduk.

4K çalışmalarının kayıtlara geçmesine vesile olan Zeki İçöz ve Başkan Osman Eşiyok’a teşekkür ediyorum.

4 K: Kafa, Kol, Kalp, Kuvvet

“Menderes Hükümetlerinin çiftçiler için yaptığı çalışmaların başında 4 K gelir” diye anlatmıştı Zeki İçöz.

“4 K: Kafa, Kol, Kalp, Kuvvet, demektir. 4 K projesinin ortaya atılış tarihi 1958 yıllarına denk düşer. Kurslar, slâyt gösterili tanıtım çalışmaları yapılırdı o zaman. Ben Didim’e kampa gitmiştim, eğitim için; 1959’du yanlış hatırlamıyorsam. Aydın İl Tarım’da o zaman İbrahim Turgal, Mübeccel Özel vardı yönetici olarak.”

Her köyde 4 K’nın temsilcisi varmış o zaman. 4K’da en başarılı köy Hacelobası imiş; ikinci köy Kahraman Köyü.

“4 K projesi 60 ihtilalından sonra deva etseydi tarımda devrim olurdu” diyor İçöz.

“1959 yılında Didim kampında seyrettiğimiz bir filmde; Arizona’da nasıl tarım yapıldığını izledik. Seracılıktan söz ediyordu o zaman. Biz bu gelişmeye ayak uyduramadık.”

“Çiftçilikle ilgili her eğimi verildi o 4 K programları çerçevesinde” diye anlatıyor İçöz.

“Hayvancılık, sebzecilik, arıcılık; ipek böcekçiliği eğitimi de verildi ama kimse yapmadı o işi. Kepekli Köprüsünün oradaki dutlar o amaçla ekilmişti ama yapan olmadı. Ziraat Teknisyeni Ali Rıza Bey köylülere konserveciliği öğretti o zaman.”

“İlçe Tarım Müdürü Orhan Bey, Kahramanköy’ün Kepeklinin oradaki merasını Islah Tarım statüsüne aldırdı. İl Tarım Müdürü Bahri Tağdaş (1965-69 Dönemi Tarım Bakanı) Aydın İline ilk Meksika Buğdayını getirdi. Halk esmer rengi yüzünden beğenmedi o buğdayı.”

          

Ziraat Odası’na ihtiyaç duyulması

Modern tarım ve hayvancılık sektörünün gelişmesi, değişen dünya düzenine ayak uydurmada çiftçinin ve üreticinin önünün açılması için yapılan hamlelerden biri de Ziraat Odalarının kurulma çalışmaları ve faaliyete geçmesidir.

Bu kapsamda yapılan çalışmaların başında gelen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı atılımları da semeresini göstermiş ve yukarıda da belirtildiği gibi 1957 yılında Ziraat Odaları Kanunu çıkartılmış ve resmen kurulmuştur. Bazı olumsuzluklar nedeniyle yasanın öngördüğü değişim ve gelişimler beklenen serilikte gerçekleşememiştir.

Duraklama süresi sonrasında 1963 yılında aktif olarak faaliyete geçen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) çalışmaları hız kazanmış ve işlerliliği düzene oturmuştur. Seri bir örgütlenme sürecine geçilmesi olumlu etkisini göstermiş ve kısa sürede İl ve İlçelerde kurulan örgütler faaliyete geçmiştir. Yine yukarıda belirtildiği gibi Çine Ziraat Odası 1964 yılında İsmali Çelik Başkanlığında kurulmuştur. 

1964/1965

Başkan: İsmail Çelik

Başkan Vekili: Ahmet Yıldız

Muhasip Üye: Hidayet Alkan

Üye: Ali Rıza Yılmaz

Üye: Halil İbrahim Sezer

Üye: Erdoğan Öncü

Üye: Ali Ertaş

1965/1967

Başkan: Ali Rıza Kağnıcı

Başkan Vekili: İsmail Çelik

Muhasip Üye: Hidayet Alkan

Üye: Erdoğan Öncü

Üye: Ali Rıza Bayram

Üye: Halil İbrahim Sezer

Üye: Dursun Ankara

1967/1971

Başkan: Ali Rıza Kağnıcı

Başkan Vekili: Ali Rıza Bayram

Muhasip Üye: Hasan Baldan

Üye: Mehmet Özkan

Üye: Hamit Yüksel

Üye: Mustafa Karabacak

Üye: Nazmi Demir

1971/1973

Başkan: Ali Rıza Kağnıcı

Başkan Vekili: Hasan Baldan

Muhasip Üye: Dursun Ankara

Üye: İrfan Eroğlu

Üye: Nihat Demir

Üye: Ali Kahraman

Üye: Nazmi Candan

1973/1980

Başkan: Ali Rıza Kağnıcı

Başkan Vekili: Hasan Baldan

Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz

Üye: Nazmi Candan

Üye: Muharrem Ataköy

Üye: Ali Rıza Demir

Üye: Süleyman Saldı

1980/1989

Başkan: Ali Rıza Kağnıcı

Başkan Vekili: Hasan Baldan

Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz

Üye: Kamil Kahraman

Üye: Muharrem Ataköy

Üye: Ali Rıza Demir

Üye: Süleyman Saldı

1989/1992

Başkan: Ali Rıza Kağnıcı

Başkan Vekili: Durmuş Kılcı

Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz

Üye: Salim Gültekin

Üye: Dursun Ankara

Üye: Süleyman Gürkaş

Üye: Mehmet Ali Gönezer

1992/1997

Başkan: Ali Rıza Kağnıcı

Başkan Vekili: Durmuş Kılcı

Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz

Üye: Mehmet Ali Gönezer

Üye: Salim Gültekin

Üye: Süleyman Gürkaş

Üye: Nedim Kasap

1997/2001

Başkan: Nurittin Yılmaz

Başkan Vekili: Durmuş Kılcı

Muhasip Üye: Mehmet Ali Gönezer

Üye: Dursun Ankara

Üye: Nedim Kasap

Üye: Salim Gültekin

Üye: Erdoğan Öncü

Üye: Hakkı Tuna (Erdoğan Öncü yerine)

2001 (Şubat / Temmuz)

Başkan: Ekrem Erol

Başkan Vekili: İbrahim Soğukkuyu

Muhasip Üye: Mustafa Battal

Üye: Ahmet Cemal Çınar

Üye: Rifat Sevim

Üye: Mehmet Bal

Üye: Davut Çetin

2001/2003

Başkan: Davut Çetin

Başkan Vekili: İbrahim Soğukkuyu

Muhasip Üye: Mustafa Battal

Üye: A. Cemal Çınar

Üye: Rifat Sevim

Üye: Ekrem Erol

Üye: Mehmet Bal

Üye: Melih Koyuncuoğlu (Ekren Erol yerine)

2003/2007

Başkan: Davut Çetin

Başkan Vekili: İbrahim Soğukkuyu

Muhasip Üye: Mustafa Battal

Üye: Mustafa Aksoy

Üye: Mehmet Akkavak

Üye: Adnan Alkan

Üye: Mehmet Bal

2007/2011

Başkan: Mehmet Bal

Başkan Vekili: Mehmet Akkavak

Muhasip Üye: Mustafa Battal

Üye: Mustafa Aksoy

Üye: Ercan Kaya

Üye: İsa Savaş

Üye: Ömer İşçi

2011/2015

Başkan: Osman EŞİYOK

Başkan Vekili: Gültekin CELEP

Muhasip Üye: Cevdet ARSLAN

Üye: Adnan ALKAN

Üye: Özkan ÇİÇEK

Üye: İbrahim DÖNMEZ

Üye: Mehmet Yaşar DEMİR

2015/2019

Başkan: Özkan ATIGAN

Başkan Vekili: Mehmet BAL

Muhasip Üye: Mehmet ÜSTÜNTAŞ

Üye: Ercan KAYA

Üye: Kamil ÇELİK

Üye: Sadullah ÖZKUL

Üye: Sefa ALP

2019/……..

Başkan: Osman EŞİYOK

Başkan Vekili: Halis TUTUGAN

Muhasip Üye: Tugay İGCİ

Üye: Özkan ÇİÇEK

Üye: Nevzat KAHRAMAN

Üye: Kenan ŞAHİN

Üye: Mustafa DÖNMEZ

Osman EŞİYOK- Yönetim Kurulu Başkanı (Özgeçmiş)

1960 Aydın İli Çine ilçesine bağlı Umurköy doğumlu. İlk öğrenimini Umurköy İlkokulunda, Ortaöğrenimini Çine Lisesinde tamamladıktan sonra Isparta Eğitim Enstitüsüne kazanmış ve 1980 yılında Matematik Öğretmeni olarak mezun olmuş. 1982 yılında Konya’da Öğretmenliğe başlamış ve 25 yıl görev yaptıktan sonra 2007 yılında Çine Namık Kemal İlkokulundan emekli olmuş. 2011-2015  yılları arası  Çine Ziraat Odası Başkanlığı yaptı ve 26.02.2019 tarihinden beri tekrar Çine Ziraat Odası Başkanı olarak görevini yürütmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Aktif olarak büyükbaş hayvancılık yapmaktadır.

 

 

Çine Ziraat Odası Meclisi Tarihi

1964/1965

Başkan: Durmuş Karaköse

Başkan Vekili: Ali Rıza Yılmaz

1965/1968

Başkan: Ali Rıza Yılmaz

Başkan Vekili: Hamit Kaya

1968/1971

Başkan: Salih Zeki Cengiz

Başkan Vekili: Hamit Kaya

1971/1981

Başkan: Hamit Kaya

Başkan Vekili: Süleyman Saldı

1981/1984

Başkan: Raşit Kalkan

Başkan Vekili: Ali Kahraman

1984/1988

Başkan: Cavit Ancın

Başkan Vekili: Süleyman Gürkaş

1988/1992

Başkan: Nedim Kasap

Başkan Vekili: Hidayet Merdin

1992/1994

Başkan: Mustafa Aydemir

Başkan Vekili: Hasan Fehmi Çelik

1994/1997

Başkan: Erdoğan Öncü

Başkan Vekili: Hasan Fehmi Çelik

1997/1998

Başkan: Hakkı Tuna

Başkan Vekili: Mustafa Güler

1998/2001

Başkan: Mustafa Aksoy

Başkan Vekili: Mustafa Güler

2001/2003

Başkan: Hasan Fehmi Çelik

Başkan Vekili: Mehmet Akkavak

2003/2007

Başkan: İsa Ural

Başkan Vekili: Nihat Önel

2007/2011

Başkan: Salih Gökbel

Başkan Vekili: Hasan Yıldız

2011/2015

Başkan: Hasan YILDIZ

Başkan Vekili: Bekir ABALI

2015/2019

Başkan: Salih Gökbel

Başkan Vekili: Tugay İGCİ

2019/……..

Başkan: Hasan YILDIZ

Başkan Vekili: Ahmet BOZKURT

 

Çine Toptancı Sebze ve Meyve Hali

Türkiye genelinde toplam 196 adet meyve ve sebze hali bulunmaktadır. Bu hallerden İstanbul Bayrampaşa ve Bozkurlar’daki toptancı halleri İstanbul Belediyesi denetiminde olan özel hallerdir. Denizli Toptancı Hali, Denizli Belediyesine ait olan Bel-Taş tarafından işletilen bir haldir.

Diğer toptancı hali olarak işletilen yerlerin tamamı Belediyelere aittir. Yalnızca Çine Toptancı Hali Çine Ziraat Odası’na aittir. Kısacası, Türkiye’de Ziraat Odası tarafından işletilen tek hal, Çine Sebze ve Meyve Hali’dir.

27 Temmuz 2009 tarihinde faaliyete başlayan Çine Ziraat Odası Toptancı Sebze ve Meyve Hali Aydın Muğla Karayolu üzerinde bulunmaktadır.

Çine’nin Aydın çıkışında bulunan tesislerde Hal Müdürü olarak Mustafa Çıvgın görev yapmaktadır. Ayrıca kantar görevlisi Ramazan Kaya, Belediye Zabıta Memuru Sevgi İnel ve Çine Ticaret Lisesinden 2 öğrenci stajyer olarak çalışmaktadır.

Çine Ziraat Odası Hal tesis işletmesi; Gıda, Tarım, Hayvancılık, İthalat, İhracat Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi tarafından işletiliyor. Gerçek kimliği ile Toptancı Hali ama daha çok Üretici Pazarı konumunda.

Salı ve Çarşamba günleri tam bir üretici pazarı görüntüsüne bürünüyor.

“ÇKS’sini yaptıran her üretici, ürettiği malı burada satabilir” diyor Hal Müdürü Mustafa Çıvgın.

“Mevsimine göre neyi üretiyorsa, getirip burada satabilir. Salı ve Çarşamba günleri traktörüne yüklediği sebze ve meyveyi burada satışa sunuyorlar. Gelen her malın bir alıcısı oluyor. Aklınıza ne tür sebze geliyorsa burada bulabilirsiniz. Kış aylarında marul, lahana, karnabahar, havuç, pırasa, taze soğan, bakla, bezelye, maydanoz, tere, roka… Bölgemizde üretilen her sebzeyi burada bulabiliyorsunuz.”

Hal’in yerleşim şekli

Çine Toptancı Sebze ve Meyve Hal tesislerinin 229 m2 kapalı alan (Bu alanda; idari bina, kahvehane, zabıta odası bulunmaktadır) dışında 17 küçük, 1 büyük olmak üzere tüccarlara tahsis edilmiş 18 dükkânı bulunmaktadır.

Toplam 1210 metrekarelik kapalı alanı bulunan tesislerde mevcut 10 meyve ve sebze tüccarı ve 4 tüzel kişilik ticari faaliyette bulunmaktadır. Toptancı hal ve dükkânlar haftanın her günü açık tutulmaktadır.

Halin karayoluna yakın olan açık bölüm Halk Pazarı olarak hizmet vermektedir.

“Tüccarlara tahsis edilen alanlarda faaliyet gösteren toptancılar ülke geneline mal sevkiyatı yapıyor” d

“17 tüccar üreticiye hizmet veriyor. Haftanın her günü burada mal bulmanız mümkün. Bölgenin üretim çeşitliliği dışında, ülkenin dört bir yanından getirilen sebze ve meyveleri burada pazarlıyorlar. Çine meyve sebze pazarında ne satılıyorsa, burada o maddeleri toptan alma şansına sahipsiniz. Diğer yandan tesisimizdeki kantar halka açık hizmet vermektedir. Halimizin bir duvarı, kilitli bir kapısı yok. Biz üreten herkese hizmet veriyoruz; herkese açığız.”

 

Çine Ziraat Odası kuruluş tarihi: 15 Haziran 1964

 

Çine Ziraat odası 15 Haziran 1964 tarihinde kurulmuştur.

Odanın kuruluşunu gerçekleştiren ve ilk oluşan Yönetim Kurulunun Başkanı İsmail Çelik Bahçearası Delegesidir.

Başkan Vekili Ahmet Yıldız Bölüntü Delegesidir.

Üyelerden Hidayet Alkan Çaltı, İbrahim Sezer Dorumlar, Ali Rıza Yılmaz Çöğürlük, Ali Ertaş Soğukoluk, Erdoğan Öncü Kahraman Köyü Delegesidir.

Bu insanlar; o dönemde bir araya gelerek, ellerini taşın altına koymuşlar ve bir şeyler yapmaya çalışmışlardır. Bilinçsiz, ne ekip biçtiğini bilmeyen, ürettiğin satmak için pazar bulmakta zorlanan çiftçileri bir araya getirmek için çıktıkları yolda onların yanında olanlar da tarihsel anlamda anılmaya değer insanlardır.

Hiçbiri hayatta değil.

Onlar, tarihsel anlamda bir şeyleri hak eden insanlar. İnanıyoruz ki tarih onlara hak ettiklerini verecektir. Çine’nin en büyük sivil toplum kuruluşu niteliği taşıyan Çine Ziraat Odası’nın temelini atan bu insanları unutmamak gerektiğini düşünüyoruz ve hepsini saygıyla anıyoruz.

İsmail Çelik:

Çine Ziraat Odasının Kurucu Başkanı olan İsmail Çelik

Ahmet Yıldız

1932 Dereli doğumlu olan (Hafız) Ahmet Yıldız, Hacı Hafızın Mustafa ile Mustafa Kızı Ayşe’nin oğlu.

İlkokul mezunu olan Yıldız 1950 yılında Soğancılar Mahallesinden Tarhanlardan Ahmet’in (Tarhan) Kızı Safiye ile evlendi. 3’ü kız 5 çocuk sahibi olan Yıldız’ın 8 torunu, 2 torun çocuğu vardır.

1994 yılında emekli olan Ahmet Yıldız, 1999 yılında, Eşi Safiye Yıldız da 2009’da vefat etti.

Yaşantısı boyunca zeytin ve zeytinyağı işi ile uğraşan Hafız Ahmet Yıldız, Çine’de salamura zeytin işine başlayan (1963) ilk insanlardan biri olarak biliniyor.

Babasına ait Dereli Köyündeki zeytinyağı fabrikasında uzun yıllar yöneticilik yapan Yıldız, 1996 yılında mevcut fabrikayı modernleştirmiş ve kontini zeytinyağı fabrikası kurmuştur.

Hidayet Alkan

Çine Sağlık (Ancın) Köyünden göçme Mustafa Oğlu Mehmet Ağa’nın Oğlu olarak bilinen Hidayet Alkan 1917 doğumlu. Alkan’ın annesi, Güneyler Sülalesinden Hamide.

Demokrat Parti ve Adalet Parti’de uzun yıllar siyaset yapan ve Çine’de iyi bir kişilik olarak tanınan Çaltılı Rafet’in Ağabeyi olan Hidayet Alkan, ilkokul mezunu ve iyi derecede Osmanlıca biliyordu.

1942 yılında Soğancılar Mahallesinden Arif (Tarhan) Hoca’nın Kızı Hatice ile evlenen Alkan’ın 2’si kız, 4 çocuğu; 7 torunu ve 8 torun çocuğu bulunuyor.

1996 yılında vefat eden Hidayet Alkan’ın mezarı Çaltı Köyü mezarlığında bulunmaktadır. Eşi Hatice Alkan 2002 yılında vefat etmiştir.

Hidayet Alkan, uzun yıllar tahsildarlık görevinde bulunmuştur. Tahsildarlık görevi süresince halk ile Hükümet’in çıkarlarını korumada denge unsuru oluşturmaya çalışmasıyla anılan Alkan, yaşayıp öldüğü Çaltı Köyü ve çevre köylerde saygın bir kişiliğe sahip biriydi. Alkan, yine çok uzun yıllar köy kâtipliği görevinde bulunmuştur. 40’dan fazla köyün defterlerini tutan ve köylerin her türlü işini gören Alkan Çine tarihinde ‘Duayen Köy Kâtibi’ olarak anılıyor.

Hidayet Alkan Çine Ziraat Odası Kurucu Yönetim Kurulu’nun Muhasip Üyesiydi.

Halil İbrahim Sezer:

1907 Çine Dorumlar Köyü doğumlu olan Halil İbrahim Sezer, İsmali Çelik’in oluşturduğu Çine Ziraat Odası Kurucu Yönetim Kurulunun bir başka ismi.

Halil İbrahim Sezer, Dorumlar Eşrafından Hacı Karadayıoğlu Hüseyin’in oğlu. Özeren Köyünden Nazaroğlu İbrahim Kızı Hasibe ile 2. evliliğini yapan İbrahim Sezer’in 2’si kız 3 çocuğu bulunuyor.

Erdoğan Öncü

Çine Ziraat Odası tarihinin önemli ve renkli simalarından biri olan Erdoğan Öncü Kahramanköy delegesi. Öncü, 1932 yılında doğdu.

Pembelerden Şerif Ali ile Ali Ağalardan Murat’ın oğlu olan Öncü; 1956 yılında evlendi ve 2’si kız 5 çocuk babasıdır.

1997 yılında vefa eden Öncü çiftçilik ve hayvancılığın yanı sıra değişik mesleklerde de çalışmıştır. 1962 yılında yapımı tamamlanan Kepekli Köprüsü inşaatında kaynak ustası olarak çalışması onun çok yönlü kişiliğinin en iyi anlatımıdır.

 Ali Rıza Yılmaz

İsmail Çelik ile birlikte Çine Ziraat Odasının kurucuları arasında bulunan Ali Rıza Yılmaz, 1914 doğumlu ve Çöğürlük Köyünden Hacı Şekerciler Sülalesinden. Aynı Köyden Aloğullarından Süleyman Uyar’ın kızı Fatma ile evlenmiş. 3’ü kız, 6 çocukları olmuş. Ali Rıza Yılmaz 1986 yılında vefat etmiş. Eşi Fatma, ondan önce, 1982’de vefat etmiş.

“Demokrat, uyanık bir zengin çocuğuymuş Babam” diyor Hacı Nurettin Yılmaz.

“Alabildiğine hareketli ve dürüst bir insandı.”

Nurettin Yılmaz Babasının, yaşantısı boyunca çiftçilik yaptığını söylüyor.

“Modern bir çiftçiydi” diyor.

“Çine’ye ilk mazotlu traktörü Babam getirdi. 1951 yılında FORDSON marka bir traktör getirdi Çine’ye. Çine’ye ilk silajlık mısırı getiren adam da Ali Rıza Yılmaz’dır. Babam, zeytincilik yapar, mısır ve pamuk ekerdi. Bu işleri modern şekliyle, o zamanın en gelişmiş teknolojisiyle yapar, en yüksek verimi almaya çalışır ve alırdı. Tarımda örnek olmayı severdi; öğrendiklerini, duyduklarını ve gördüklerini çevresine anlatmayı, paylaşmayı severdi.”

Nurettin Yılmaz, Babasının iyi silah kullanan biri olduğunu söylemeyi de unutmuyor.

“Babam belinden eksik etmediği silahı çok iyi kullanırdı. Deyim yerindeyse, metrelerce uzaklıktaki meteliği ortasından vurabilecek kadar iyi nişancıydı.”

Ali Ertaş:

İsmail Çelik’in oluşturduğu yönetimdeki bir başka isim de Soğukoluk Köyünden Ali Ertaş.

1326 (1911) doğumlu olan Ali Ertaş, Molla Ali Oğlu olarak biliniyor. Babasından gelen lakapla Şeytan başın Ali olarak anılan Ertaş, aynı köyden Gülizar ile 1935 yılında evlenmiş. Çocukları olmamış, evlatlık aldıkları bir erkek çocuğu büyütmüşler. 1971 yılında vefat eden Ali Ertaş’ın eşi 1994 yılında vefat etmiş.

Belinden hiç eksik etmediği silahı ve üstünden inmediği atı ile tanına Ertaş’ın Çine ve Aydın çevresinde üst düzey birçok dostunun olduğu biliniyor.

1950 yılında Soğukoluk Köyü’ne bir zeytinyağı fabrikası kurmuş ve bu fabrikayı öldüğü 1971 yılına kadar, 21 yıl bilfiil çalıştırmıştır.

Ali Ertaş’ın, İsmail Çelik’in kurucu listesinde yer almasının en büyük nedeni; girişken, geniş çevresi ve renkli kişiliğiydi.

Tarihçe olarak Çine’de Zahireciler

1930 yıllarında dışarıdan gelen birkaç kişinin Çine’de ayakta tutmaya çalıştığı zahirecilik zamanla nüfus olarak doyurucu olması açısından tüccarların uğrak yeri olmuştur.

Kadayıfçı Ali, Davazlı Mustafa Oğlu Hasan Hüseyin, Mehmet Bay, Osman Bay, İsa Bay, Hasan Güngör, Hamit Akın, Yusuf İzzettin Fidan, Hüseyin Ergin gibi isimler Çineli zahireciler olarak adını yazdırmışlardır.

Kızılhisar’dan (Serinhisar) Deli Hakkı, Hasan Sagıt, Aydın’dan Bayram Yücel, Kahraman Eryılmaz, Ahmet Salcı ve Dinar’dan Ali Osman Ateş dışarıdan gelerek Çine Pazarında zahire satan isimlerin başında gelir.

Yukarıdaki isimleri yaş ve yıl olarak sıraya koymadık. Bu şahıslar, Zahireci Tevfik’in (Okyay) işe başladığı yıllardan (1940 yıllar) günümüze kadarki zaman içerisinde Çine Lonca’ya (Zahire Pazarı) gelen ya da burada dükkânı olan tüccarlar.

Bu şunu gösteriyor: Çine, kurulduğu günden bu güne, kendine yetecek zahireyi (buğday, arpa, yulaf, çavdar, vb.) yetiştirecek kapasiteye ulaşmamıştır.

Çine Biberi

2003 yılında Denizli’nin ücra bir mahallesi olan Yunus Emre semt pazarında dolaşıyoruz. Tezgâhın birinde, genç bir satıcı bağırıyor:

“Çine biberi bir lira.”

Çine biberi…

Kendimize ‘Çine’nin biberi de mi varmış’ gibilerden sorular sorarak tezgâha yaklaşıyoruz. Tezgâhta çarliston, etli kırmızı ve sivri biber satılıyor. Tezgâhtara göre üç biberin de vatanı Çine.

Bu merakımızı gidermek için bilgi aldığımız kişilerden Ramazan Turpçu;

“Bir zamanlar çarliston biber denilince Çine akla gelirdi” diyor.

Karakollar Köyü’nde uzun yıllar biber üretimi yapan ve Karakollar Kalkındırma Kooperatifi Başkanlığı da yapan çiftçilerimizden, eski Köy Muhtarı Sedat Koyun; “1970’li yıllarda çarliston biber üretiminin büyük bir miktarını Çine yetiştirirdi, adın Çine’ye maledilmesinin nedeni budur” diyor.

Biberin cinsi çarliston, vatanı Çine; nasıl mı oluyor? Bursa kestanesi olduğu gibi oluyor işte.

“Çine sebze cennetiydi”

Çine’nin en eski sebze komisyoncularından biri Süleyman Turpçu. Kahramanköy’de bu işi yapanların adı sayılmaya başlandığında ilk anılan isim.

“Babam 1975’de başladı bu işe” diyor Ramazan Turpçu (51) Çine’de sebzeciliği konuşmaya başladığımızda.

“O zamanlar Çine sebze cennetiydi. Yazın 2, kışın 4 ay çalışır ve  işi yetiştiremezdik. Kış aylarında lahana, karnabahar, ıspanak, yaz aylarında çarliston, sivri biber ve patlıcan çekerdik. Ben 1. sınıf defter tutuyordum, düşünebiliyor musunuz? 2003 yılında, 20 günde Migros’a 80 milyarlık mal çektiğimi biliyorum.”

“O yıllarda öğle, akşam yemeğini unuturduk” diyor Turpçu.

“Yanımızda en aç 20 kadın, 4, 5 erkek çalışırdı. Çine Ovası üretim açısından sebzeye kaymıştı. Kış sonlarında Antalyalı seracılar; ‘Çine biberi bir hafta sonra çıksın’ diye dua ederlerdi. Çünkü bizim biber çıktığında onların biberi serada kalırdı. Artık sebze üretimi yok. Çiftçimiz kendini yenilemedi. Birlik ve beraberlik yok Çine’de. Bilinçli üretim yapılmıyor. Bütün bunlar Çine’nin sebze imparatorluğunu yok etti.”

Meyvecilik

1960’lı yıllarda Çine’de meyvecilik denildiğinde akla ilk gelenler; kestane ve ceviz olurdu. Armut, badem, nar ve yaban armudu (ahlât) gibi ürünler dışında meyve yetiştiriciliği yoktu o dönemlerde.

1970’lerin sonlarında Kuruköy’de şeftali üretimine başlandı.

“1970’ler Çine’de modern meyveciliğin başlama tarihidir” diyor Soner Kılcı.

“Budama, ilaçlama, gübreleme bilinçli yapılmaya başlandı. Bölgeye ilk şeftaliyi getirenler Osman Atik, Durmuş Ali Turgut ve Durmuş Kılcı olmuştur. Kayısı ve İtalyan eriği ekimleri da o yıllara denk düşer. Üretilen meyveler Muğla, Milas, Yatağan, Muğla Akyol, Leyne, Marmaris gibi yerlerde satılmaya başlandı. Şekerpare, kayısı, kiraz, vişne ve böğürtlen üretimine başlanması da aynı döneme denk düşer. Hicaz narı da 2000’lerde revaçta olmaya başlandı.”

Elma

“Madran’ın iki tür elması vardı” diyor Habib Coşkun.

“Haziran ayında gelen, yaz elması dediğimiz bir elmamız vardı. O ağaçtan 8, 10 kadar vardı yaylada. Hala var mı bilmiyorum ama yenileri ekilmediği için o elma türü yok olmak üzere. Bir de deli elma dediğimiz kış elması vardı. Sonbahara doğru, havalar soğumaya başlandığında hasadı yapılırdı. Olgunlaşması ocak, şubat ayının bulurdu bu ekşi elmanın. Mayıs ayına kadar tüketilirdi. Şimdi de var bu elmalar ama ekonomik olmaması nedeniyle dikimi yapılmıyor.”

1980’li yıllarda modern meyveciliğe geçmiş Madran Köylüleri.

“Amasya ekilmeye başlandı 1980’lerde” diyor Coşkun.

“Amasya’dan sonra sarı ve kırmızı türleri ekildi. Şu anda ticari amaçla yapılan yetiştiricilik bir sektör oldu. Madran Yaylalarında onbinlerce kök elma bulunuyor. Türkiye’nin dört bir yanına elma pazarlanıyor. Son yıllarda gübresiz, ilaçsız, organik elma üretimine başlandı ve pazarda kendine has bir pay edindi Çine Elması. Yaylalardaki boş alanlar bir çeşit elma cenneti konumuna geldi.”

 

1965 / 1967 Yönetim Kurulu Üyeleri

Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine,

Başkan Vekili İsmail Çelik Bahçearası Köyü,

Muhasip Üye Hidayet Alkan Çaltı Köyü,

Erdoğan Öncü Kahramanköy,

Ali Rıza Bayram Kasar Köyü,

İbrahim Gezer Dorumlar Köyü,

Dursun Ankara Yolboyu Köyü delegesidir.

 

Ali Rıza Kağnıcı

1916 Çine Sarıoğlu Mahallesi doğumlu olan Ali Rıza Kağnıcı, Sarıoğlu Mahallesinden Hacı Mustafa ile Ali Kızı Hafize’nin oğlu.

İlkokul mezunu olan Kağnıcı 1946 yılında Akçaova’dan Niyazlar Sülalesinden Mustafa Hakkı Kızı Havva ile evlendi. 1’i kız, 5 çocuk babası olan Kağnıcı, 10 torun, 2 torun çocuğu sahibi.

Yaşam boyu çiftçilik ile uğraşan Kağnıcı, Çine Ziraat Odası’nın oluşum sürecinin en önemli isimlerinden biridir.

A. Rıza Kağnıcı bir dönem Milli Aydın Bankası yönetim kurulunda görev almıştır.

İsmail Yalçın, A. Rıza Kağnıcı’yı şöyle anlatıyor:

“8 yıl birlikte çalıştık. O günlerde yoğun değildik. Ali Rıza Kağnıcı’ya aşırı saygı gösterirlerdi. Gören elini öperdi. Arkasından konuşanlar oluyordu ama karşılaştıklarında kimse ağzını açıp yüzüne tek söz söyleyemezdi.

“Pazartesi ve perşembe günleri Oda’ya gelirdi. Eskiden köylere gittiğimiz zamanlarda kendimizi çok kötü hissederdik. ‘Allah bu işin başına kimseyi muhtaç etmesin’ diye dua ettiğimiz zaman olurdu. Odanın o zamanlar bir önemi yoktu. Önem olmayınca ilgi de olmuyor, olmazdı. Gereksiz bir birim gözüyle bakılıyordu.

“Kimse delege seçilmek istemezdi. Yılda 50 lira aidat parası alıyorduk o zamanlar. Herkese yük gelirdi bu para. Şimdi belirlenen aidat düzenli olmasa da ödeniyor. Ödeniyor, çünkü insanlar Oda’ya verdikleri paranın katlarca fazlasını geri alıyor. Oda’ya üye olmak şimdi gerekli; o zamanlar değildi. Ali Rıza Kağnıcı o dönemlerin Başkanıydı.“

 

Ali Rıza Bayram

Ali Rıza Bayram, 1921 yılında Kasar Köyünde doğdu. Sarı Yusuf Oğlu Mustafa’nın ve Hamzabali’den Hacı Mahmut Kızı Fatma’nın oğlu.

İlkokul mezunu olan Bayram, 1939 yılında Kasar Köyü Kulaksızlar Mahallesinden Ali Efe’nin (Mehmet Kulaksız) Kızı Fatma ile evlendi. 2’si kız, 4 çocuk sahibi.

2002 yılında vefat eden Ali Rıza Bayram’ın eşi Fatma da 2007 yılında vefat etti.

Yaşantısı boyunca hayvancılık ve zeytin işiyle uğraşan Ali Rıza Bayram, 25 yıla yakın zaman zeytinyağı fabrikası işletmeciliği yaptı.

1975 yılında emekli olan Bayram, 20 yıl Kasar Köyünde muhtarlık yaptı.

Köyde ve çevresinde sözü geçen, hatırı sayılır kişiliğiyle anılan Ali Rıza Bayram, Demokrat Parti ve Adalet Partisi kökenli bir siyasetçiydi. Girdiği kapıdan istediğini almadan çıkmayan kişiliği ile de bilinen Bayram’ın mezarı Kasar Köyü mezarlığındadır.

 

Dursun Ankara

Dursun Ankara 1934 doğumlu. Savaş zamanı Ankara Keçiören’den Aydın’a gelen, o nedenle Ankaralı Kadir adıyla anılan bin yetimin oğlu Dursun Ankara.

Ortaokul mezunu olan Ankara, 1953 yılında Bucak Köyünden Hayrullah Nergiz’in kızı Halime ile evlendi. 2’si erkek 5 çocuk sahibi.

Askerlik öncesi Aydın’da Şahinlerin yanında pamuk alım satım işi ile uğraşan Ankara, askerden geldikten sonra Çine merkeze Aygaz, mobilet, gübre bayiliği dükkânı açtı. Aynı zamanda hayvancılıkla uğraşan Dursun Ankara 2004 yılında vefat etti.

 

1967 / 1971 Yönetim Kurulu Üyeleri

Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine,

Başkan Vekili Ali Rıza Bayram Kasar Köyü,

Muhasip Üye Hasan Baldan Gökyaka Köyü,

Mehmet Özkan Gökyaka Köyü,

Hamit Yüksel Güney Köyü,

Mustafa Karabacak Akçaova,

Nazmi Demir Ünlüce Köyü delegesidir.

 

Hasan Baldan

1926 yılında Gökyaka Köyünde doğan Hasan Baldan çevre köylerde Gara Hasan olarak bilinirdi. Gökyaka Köyünde Hasan Kadılar Mahallesi adıyla anılan mahalleye de adını veren Kadılar Sülalesinden Süleyman Efendioğlunun oğludur.

1955 yılında Eminler Sülalesinden Kamil Çetinkaya’nın Kızı Mahide ile evlenen Baldan’ın 1’i kız 4 çocuğu bulunuyor.

Uzun yıllar (1963-1977) Gökyaka Köyünde muhtarlık yapan Hasan Baldan, hayvancılık ve çiftçilik (mısır, pamuk, vs.) yapmıştır.

Hasan Baldan 1995 yılında vefat etmiştir.

 

Mehmet Özkan

1927 yılında doğan Mehmet Özkan, Kör Mıstan’ın (Seydi Beşir Esirlerindendir ve askerden kör olarak gelmiş ve ömrü boyunca kör yaşamıştır) Mustafa ile Arap’ın Mehmet’in Kızı Raziye’nin oğlu.

Okuryazar olan Mehmet Özkan, 1946 yılında Gökyaka Eski Muhtarı Osman Uygur’un Kızı Aliye ile evlendi. 3’ü kız, 7 çocuğu olan Özkan’ın 16 torunu, 22 torun çocuğu bulunmaktadır.

Eşi Aliye 2005 yılında, kendisi 2012 yılında vefat etmiştir.

Mehmet Özkan, bölgede ün salmış bir celepti. Kara Ali, Ali Rıza Tosun, Çataltaşlı Hamit gibi bölgede adı bilinen bir celeplerle birlikte hayvan ticareti ile uğraşmıştır.

“Suriye’ye hayvan ihracatı yaptıklarını anlatırdı” diyor torunu Yakup.

Babasının kör olması ve evin en büyük çocuğu olması nedeniyle diğer kardeşlerini hepsinin evliliğini yaptırtmıştır.

Celepliğin yanı sıra çiftçilik de ( mısır, pamuk ekmiş, zeytin yetiştiriciliği yapmıştır) yapan Mehmet Özkan, Çine bölgesinde kapalı dam besiciliği yapan ilk insan olarak bilinmektedir.

 

Hamit Yüksel

Hamit Yüksel, Çine Ziraat Odası kayıtlara geçen, Karpuzlu’dan ilk ve tek Yönetim Kurul Üyesi.

1928 yılında Karpuzlu İlçesi, Güney Köyü’nde doğdu. Karadeli’nin İsmail’in ve Ulukonak Köyünden Tepeli’nin Naime’nin oğlu.

İlkokul mezunu olan Hamit Yüksel, 1950 yılında yine Güney Köyü Çataltaş Mahallesinden Emmiciklerin Kerim’in (Özpınar) Elif ile evlendi. 3’ü kız, 4 çocuk babası olan Yüksel’in 11 torunu, 18 torun çocuğu bulunuyor.

Renkli bir kişiliği olan Hamit Yüksel 1971 yılına kadar celeplik mesleğini icra etti. Çine ve Karpuzlu bölgesinden topladığı büyükbaş hayvanları Yunanlı Tüccar Niko (soyadını hatırlayamıyor) aracılığı ile Yunanistan’a sevk ediyordu.

İzmirli Kasaplardan Hasan Çağırtekin, Köylü Kardeşler, Hasan ve Mehmet Yaslı, İsmail Soydan ve Bayram Akkuş gibi ünlülerle çalıştı.

1987 yılında emekli olan Hamit Yüksel, işini oğlu Nedim’e bıraktı.

Karpuzlu Bölgesinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlılığı ve sempatisiyle bilinen Yüksel, ilerleyen yaşına rağmen hala CHP içinde aktif rol oynamaktadır.

İzmir eski Belediye Başkanı Yüksel Çakmur ile yakın dostluğu bilinen Yüksel, şu anda Karpuzlu CHP İlçe Başkanı Kerim Yüksel’in dedesidir.

 

Mustafa Karabacak

1933 doğumlu olan Mustafa Karabacak, Karabacağın Mehmet ile Bekârlar Mahallesinden Veli Say Kızı Gülizar’ın oğlu.

İlkokul mezunu olan Karabacak, 1953 yılında Hacıköseler’den Muharrem Kapantaş Kızı Muzaffer ile evlendi. 3’ü kız 8 çocuk sahibi olan Karabacak’ın 17 torun, 4 torun çocuğu bulunuyor.

Çiftçilik, zeytin ve zeytinyağı işi ile uğraşan ve 1996 yılında emekli olan Karabacak, uzun yıllar Bekârlar Mahallesinde Babasına ait olan zeytinyağı fabrikasının başında bulundu. Daha sonra Akçaova merkeze kontini bir fabrika kurmuş ve onu işletmiştir.

Karabacak siyasetin içinde olan bir insan olarak tanınıyor.

1956 yılında Demokrat Parti Akçaova Ocak, 57’de Bucak Başkanı oldu.

Adalet Parti Çine İlçe Teşkilatının kuruluşunda Ali Dinçer, Fuat Soydan gibi kişilerle birlikte hareket etti.

1965 yılında Nahiye Muhtarı seçildi.

1973-77 yıllarında İl Genel Meclisine seçildi.

1984 -1994 yılları arasında Akçaova Belde Belediye Başkanlığı yapan Mustafa Karabacak, Akçaova’da yaşamaktadır.

(Not: Mustafa Karabacak ilerleyen zamanda uzun soluk anlatılacaktır.)

 

Nazmi Demir

1932 yılında Çine Ünlüce Köyü’nde doğan Nazmi Demir, eski Karakol Çavuşlarından Mehmet Ali ile Karakulağın Kızı Hatice’nin Oğlu. 1953 yılında Soğancılar’dan Çalıkların Şakir’in (Atar) Kızı Esma ile evlendi. Demir’in 3’ü kız, 5 çocuğu, 11 torunu ve 4 torun çocuğu bulunuyor.

İlkokul mezunu olan Nazmi Demir, çiftçiliğin (pamuk, mısır, tütün, sebze) yanı sıra hayvancılık yaparak yaşantısını sürdürdü.

Sakin, kendi halinde bir kişilik sahibi olan Demir, yaşantısı boyunca günlük gazeteleri yakından takip eden, sohbeti dinlenen bir insan olarak anılıyor.

“Nazmi Demir, adından büyük bir adamdı” diye anlatılması, onun çevresi tarafından değer verilen biri olduğunu göstermektedir.

Nazmi Demir 1984 yılında vefat etti.

 

1971 / 1973 Yönetim Kurulu Üyeleri

Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine,

Başkan Vekili Hasan Baldan Gökyaka Köyü,

Muhasip Üye Dursun Ankara Yolboyu Köyü,

İrfan Eroğlu Çine,

Nihat Demir Kızılgüney Köyü,

Ali Kahraman Kadılar Köyü,

Nazmi Candan Saraçlar Köyü delegesidir.

 

İrfan Eroğlu

Molla Osman’ın Oğlu olan İrfan Eroğlu 1930 doğumlu. Anne adı Havva olan Eroğlu ilkokul mezunu.

1962 yılında, Yusuf Şahinlerin de akrabası olan, Akseki’den gelme, Bayındırlı Nermin ile evlendi. 2 çocuğu bulunuyor.

Çine’de yaşayıp, 1978’de vefat eden Eroğlu, çiftçiliğin (pamuk üretti ve zeytincilik yaptı) yanı sıra otobüs işletmeciliği de yapmıştır.

 

Nihat Demir

Kızılgüney Köyü’nden Hafız Efendi Oğlu Hafız Emin ile Molla Yusuf (Güney) Kızı Kübra’nın oğlu olan Nihat Demir 1937 yılında doğdu.

1967 yılında, Kızılgüney Köyü’nden Hoca Abidin (Yıldırım) Kızı Münevver ile evlenen Demir’in 3’ü kız, 4 çocuğu bulunmaktadır.

Büyükbaş hayvan üretimi ve celepliğin yanı sıra, çiftçilik (zeytin, pamuk. Mısır üretimi) de yapan Demir, ürettiği zeytini salamura olarak geliştirip satan ilk köylülerden biri olarak bilinmektedir.

Nihat Demir 2006 yılında vefat etmiştir.

 

Ali Kahraman

Çine Akçaova Beldesi Kadılar Köyünden olan Ali Kahraman, 1926 yılında doğdu. Kahraman, Hacıalilerin Emin (Orhan) ile Fadime’nin oğludur.

1951 Molla İbrahim Hoca’nın Kızı Mevlüde ile evlenen Kahraman’ın eşi 1998 yılında vefat etmiştir.

Çiftçilik ve hayvancılık yapan Ali Kahraman’ın asıl mesleği iğneciliktir. Askerde Sıhhiye olan Kahraman, köyünde ve çevre köylerde uzun yıllar iğnecilik yapmıştır.

 

Nazmi Candan

Saraçlar Köyü Delegesi olan Nazmi Candan 1929 doğumludur. Karaimamın Mehmet ile Hırladan Ali Kızı Hatice’nin oğludur.

İlkokul mezunu olan Candan, 1952 yılında Koca Ali’nin (Acar) Kızı Zeynep ile evlendi. 2’si kız 4 çocuğu olan Candan’ın 6 torunu, 2 torun çocuğu bulunmaktadır.

1996 yılında vefat eden Nazmi Candan, uzun yıllar Saraçlar Köyü muhtarı olarak görev yapmıştır.

 

1973 / 1980 Yönetim Kurulu Üyeleri

Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine,

Başkan Vekili Hasan Baldan Gökyaka Köyü,

Muhasip Üye Nurittin Yılmaz Çöğürlük,

Muharrem Ataköy Yeni Mahalle,

Nazmi Candan Saraçlar Köyü,

Ali Rıza Demir Kızılgüney Köyü,

Süleyman Saldı Karakollar Köyü delegesidir.

 

Süleyman Saldı

Karakollar Köyü’nden Abdül ile Mursallı’dan Celep Kazım’ın (Keskin) Kızı Ümmühan’ın oğlu olan Süleyman Saldı 1926 yılında doğmuştur.

1971, 1984 yılları arasında Karakollar Köyü Muhtarlığı yapan Süleyman Saldı, örnek bir çiftçiydi. Fethiye Göcek’deki Etibank krom madeni tesislerinde uzun yıllar (Kardeşi Niyazi ile birlikte) kamyon işi yapan Saldı 2006 yılında vefat etmiştir.

 

Ali Rıza Demir

1933 Kızılgüney Köyü doğumlu olan Demir, Hafız Emin’in oğlu.

İlkokul mezunu olan Demir, Hacıhafızoğlu Kızı Aynur ile 1957 yılında evlendi. 3 çocuk sahibi.

2009 yılında vefat eden Demir, hayvancılık ile uğraştı.

Zeytin üreticisi de olan Demir, yaz aylarında pamuk, mısır eken bir çiftçiydi.

 

Muharrem Ataköy;

1934 yılında doğan Muharrem Ataköy, Mustafa Ağaoğlu Abdülkadir’in oğlu.

1962 yılında Altınova Köyünden Muhtar Mustafa Açıkgöz’ün kızı ile evlenen Ataköy 2 çocuk sahibi.

Tariş Pamuk Birliği üyesi de olan Ataköy, çiftçilik ile uğraşıyor. 1957 yılında Demokrat Parti Gençlik Kolları Başkanlığı görevi de yapan Muharrem Ataköy, tarım sigortası emeklisidir.

 

Karakollar Köyü Kooperatifi

1970’li yıllarının ortalarına doğru Çine tarımının tek alternatifi sebzecilikti. Akla gelen iki köy vardı: Karakollar ile Kahramanköy.

Karakollar Köyü’nden Sedat Koyun (66) ile sohbetimizde bize Karakollar Köyü Kalkındırma Kooperatifinden söz etti.

“1960’larda kurulmuş ama sonradan işlerliğini yitirmiş” diye başlıyor kooperatifi anlatmaya.

“Biz 1978 yılında A. İhsan Alaca, Muhammet Güner ve Osman Aksan gibi arkadaşlarla yeniden hayata geçirdik. Amacımız o dönemde köyde ve çevre köylerde ekimi yapılan sebze ve meyveyi pazarlamaktı, yaptık da. Bizim dışımızda köyde 13 tane daha alım yapan özel kişi vardı. Yani üretilen sebze bize ve onlara da yetiyordu. O dönemde ihracat işi yapan kişiler vardı, onlara da mal hazırlardık. Günde 50, 60 kamyon mal yapardık. Yoğunlukla biber ve patlıcan işlerdik. Çarliston biber denildiğinde akla Çine gelirdi. Bir dönem Afyon, Adapazarı, Denizi gibi illere mısır alımı da yapmıştık.”

“Bizim kooperatif 120 ortağa kadar çıkmıştı” diyor Sedat Koyun.

“O zamanlar ülkede sulu tarım yaygın değildi. Şimdi derin kuyular ve barajlar sayesinde her yerde sulu tarım yapılıyor. O nedenle ülke genelinde her yerde sebze üretimi yapılıyor. Kooperatif değerini yitirdi. Kimse yöneticilerde suç aramasın. Biz o zaman fazlasıyla başarılıydık. Şimdi kooperatifin başında biz de olsak aynı sonuç olurdu.”

 

Çine Ziraat Odası yeni binasına taşınıyor

Köhne, bir zarfı bile koyabilecek yerleri yokken sahip oldukları bina için anlatılanların ilk cümlesi Başkan Nurittin Yılmaz’la kuruluyor. Nurittin Yılmaz’ın Başkan seçilmesinden hemen sonra başladığı devrim niteliğindeki işlerden biri yeni bina işi.

“Koltuğa oturduğu gün bina ile ilgili ratahsızlığını bize de yansıttı Nurittin Başkan” diyor İsmali Yalçın.

“Ele aldığı ilk işlerden biri bina oldu. Elimizde para olmamasına rağmen şu an oturduğumuz binayı aldı. 1998’de 4.500 liraya alındı bu bina. O zaman cebimizde para yoktu ama herkes elini cebine attı. Burada isim vermek istemiyorum; Yönetim Kurulundan bazı Ağabeylerimiz olmasa bu binaya sahip olamazdık. Parasızdık ama alt kat için 1.230 para harcayıp, açılış yaptık. Ödemelerimizi bitirdikten sonra üst katlara başladık ve 1999 yılında iki kat için 4.000 liraya yakın para harcadık. Nurittin Yılmaz, Durmuş Kılcı ve diğer Yönetim Kurulu Üyeleri olmasa bu binaya sahip olamazdık. Hepsini saygıyla anıyoruz.”

 

Açılış

Çine Ziraat Odası binasının açılışı 8 Aralık 1998 günü yapıldı. Başkan Nurittin Yılmaz’ın ve delegelerin tamamının hazır bulunduğu açılış, Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Şeyda Sorman ve dönemin TZOB Yönetim Kurul Üyesi Mehmet Ulusoy’un da aralarında bulunduğu kalabalık bir konuk katılımıyla gerçekleşti.

“Mülki Amirlerin tamamı açılışa katılmıştı” diyor Fadime Kanber.

“Kaymakam, İl Tarım Müdürü Fikret Akbaş, Emniyet Müdürü S. Erkan Tarancı, Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bacaksız da açılıştaydı.”

Dualar okunarak yapılan açılışta pasta ve meyve suyu ikram ettiklerini söylüyor Kanber.

“Hayalimizdi” diyor.

“Bir evimiz, ‘bizim yuvamız, işte burası’ diyebileceğimiz bir yerimiz olsun istiyorduk ve kavuştuk. Bu bina, Çineli çiftçinin bir araya geldiği yer oldu. Evraklarımızı, dosyalarımızı koyabileceğimiz, düzeni bulduğumuz bir yer burası. Önceleri çok büyük gibi gelmişti ama şimdi yetmediğini görüyoruz.  Başkanımız Nurittin Yılmaz’ın geniş ufku sayesinde kavuştuğumuz bu bina çok önce yapılmalıydı ama yapım ve açılışı Ona ve Bize nasip oldu. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.”

 

 

Toprak Mahsulleri Ofisi

Uzun yıllar Çine Ziraat Odası’nın gösterdiği alanlara, Ekip Şefliği adı altında mısır, arpa ve buğday alımı yapan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 1986 yılında Ajans Müdürlüğü olarak faaliyete başlamıştır. O dönemde aldığı malları, Tariş ve Tarım Kredi depolarına stoklayan TMO, Çine Cumhuriyet Mahallesi, Karahayıt Köyü yolu üzerinde, dönemin Belediye Başkanı Mehmet Yazgılı’nın cüzi miktarda arsa parası aldığı alana binalarını yaparak yerleşmiştir.

2003 yılına kadar Ajans Müdürlüğü adı altında alım yapan TMO, kurumların küçültülmesi politikasına bağlı olarak, bu tarihten itibaren Amirlik Tesisleri Ekip Şefliğine dönüşmüştür.

Necabettin Tamcı’nın Ekip Şefliğini yürüttüğü tesislerde 12 ay boyunca 4 güvenlik görevlisi görev yapmaktadır.

Alım dönemlerinde, Aydın Ajans Müdürlüğünden yapılan personel takviyesi ile artırılan işçi gücü sezon sonunda yeniden normal personel sayısına geçmektedir.

Ülke genelindeki TMO tesislerinde arpa, buğday, mısır, çavdar, yulaf, mercimek, nohut, pirinç (önceleri fındık) alımı yapan şeflik Çine’de yalnızca mısır alımı yapmaktadır.

“Son 5 yıldır Çine’de buğday alımı yapmıyoruz” diyor Necabettin Tamcı.

“Ofis açıldı mı, diye soran vatandaşlarımıza buradan sesleniyorum: Ofisimiz yılın 12 ayı açıktır ve faaliyetini yıl boyunca sürdürmektedir.”

1964 yılındı Çine’de doğan Necabettin Tamcı, Endüstri Meslek Lisesi elektrik bölümü mezunu. Çine TMO’nun 1986 yılında açılmasıyla işe başlamış ve hala aynı görevine devam ediyor. Evli olan Tamcı, 2 çocuk babasıdır.

 

Meyan ve meyan kökü
“Evin bahçesinde portakal ağacı varsa, koparıp yemeye üşeniriz de, manava gider el âlemin üretip gönderdiği kiviyi alır getiririz. Nenem, dedem kiviyle mi yaşamış 80 yaşına kadar?”
Bunu söyleyen birçok Ulu Çınarla sohbet ettik, hala da duyuyoruz benzer serzenişleri.
Genel şekliyle, şöyle bir kanı mevcut:
“Bir türlü sahip olduğumuz değerlerin bilincine varamadık. Yabancılar, reklamla, uyguladıkları politikalarla ellerinde olanı, ürettiklerini bize pazarlıyor, tükettiriyor. Biz ürettiğimizi, elimizde olanı komşumuza tanıtıp tükettiremiyoruz. İşin kötü tarafı, sahip olduğumuz değerler gün geçtikçe yok oluyor.”
Bizim kuşağın yaşayanları bilir; okullarımızda her yıl düzenlenen bir Türk Malı Haftası vardı, neşe içinde kutlanırdı. Amerika’dan getirilip köy okullarında bile kaynatılarak öğrencilere tükettirilen süt tozlarıyla başlayan emperyalist gıda yayılımı, kurşun hızıyla arttı ve günümüze kadar geldi. Hangi mal bizim yerli malımız, hangisi yabancı menşeli bilemez hale geldik.
Geçtiğimiz günlerde; açıkta tohum satışını yasaklayan bir kanun çıkartıldı. El altından hayata geçirilen bu yaptırımlar, Ulusal Gazetelerin bir köşesinde, okunmasın diye iki parmaklık haber olarak veriliyor.
Endemik meyve ve sebze türlerimiz giderek yok ediliyor. TC Hükümetleri de, bu acımasız yok ediş politikasına alet oluyor. Bunu gören bilinçli üreticinin söylediği tek şey de; “Allah sonumuzu hayır etsin’ serzenişi.

Ayak uyduramamak
19. yüzyılın başlarında birçok sektöre kullanılmaya başlanan meyan ve meyan kökünün Anadolu Coğrafyasındaki yayılımı tahmin edilenin çok üstündedir. Ege’nin tamamı, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’nun bütün yerleşimlerinde yaygın olarak yetişen meyanın, Osmanlının ve Cumhuriyet Türkiyesinin tarım ile ilgilenen birimlerince görülmesi ve değer olduğunun fark edilmesi tarihi yoktur. Toprağın 10 cm altındaki bu korkunç değer bir türlü tespit edilip işlenilir hale konulamamıştır.
Ürettiğimiz incirimizi, zeytinimizi, pamuğumuzu, kestane ve cevizimizi ve daha birçok ürünümüzü pazarlayıp, aslan payını alanlar yabancı sermayeli şirketlerdir. Kısacası Anadolu insanı olarak bilime, ticarete ve sanata ayak uyduramamanın en bariz görüntüsü budur.

Meyan ve meyan kökü
Bölgemizde Piyan ya da Bıyan olarak adlandırılan Meyanın Latince adı glycyrrhiza (Yunanca Tatlı Kök anlamına geliyor) globra. Dik gövdeli olan bitkinin boyu 1,5 metre kadar büyüyebiliyor. Yüzyılımızda dünyanın birçok ülkesinde kültür ekimi yapılıyor.
Meyan kökü ile tanışmam çok eski değil. 1990’ların sonlarında Manisa Akhisarlı bir arkadaşın; ”Çekişte (kırma) zeytini tatlandırmak için kavanoza birkaç baharat koyman yeterli. Dene, çok daha lezzetli olduğunu göreceksin” demesiyle tanıştım.
Arkadaşın önerisine uyarak; tatlanmış çekişte zeytinin suyunu sızdırdıktan sonra bir kavanoza koydum. Üzerine meyan kökü, kırmızı toz biber, mercanköşk, defne yaprağı, nane, kekik ve fesleğen serpip zeytinyağını üzerine döktüm. Birkaç günde bir kavanozu ters çevirdim ve 15 gün kadar demlenmesini bekledim. Gerçekten de atalarımın yaptığı o güzelim çekişte tamamen değişmiş ve mükemmel bir tat ortaya çıkmıştı.
Baharatçılarda rahatlıkla bulunabileceği söylenen meyan kökünün bir dönem bölgemizde geçim kaynağı olduğunu ise çok uzun zaman sonra öğrendim. Çine ve Karpuzlu Ovalarının her yerinde, özellikle işlenmeyen, sabanın varmadığı tarla kıyılarında bol miktarda olduğunu öğrenmem ise daha dün kadar yakın.

Ekonomik işgal ağı
Meyanın, özellikle meyan kökünün bir ticari meta olduğunu bizden önce öğrenen gelişmiş batılı ülkelerin şirketleri, iç çekişmelerle uğraşan, içerde kendini yemekle meşgul Osmanlının sınırları içine girdi ve bu işe el attı.
MC Andrews ve Forbes şirketi (Bu şirketin yöneticilerinin İzmirli Levanten bir aile olduğu bilinmektedir) 1854 yılında Aydın’da meyan kökü işletme fabrikası kurdu. Daha sonraki yıllarda (1875 yılına kadar) işletmelerini genişletti ve Söke, Kuşaklı ve Nazilli’de de fabrikalar kurdu.
1853’de İngiliz İşadamı Robert Wilkin’in başlattığı inşaatın 7 Haziran 1866’de 133 km’lik İzmir – Aydın bölümünün tamamlanmasıyla açılan demiryolu, Aydın ticaretinin önünün açılmasını sağlamıştı.
O dönemin ticari akışını inceleyen ve çalışmalarını o yönde sürdüren Cihan Özgün, “19. yüzyılın 2. yarısında İzmir’in Aydın Sancağı ile ticari ilişkileri” adlı sunumunda; “1840,1860 yılları arasında meyan kökünün en büyük alıcısı Amerika’ydı” diyor.
Bu tarihlere denk düşen yılların sonunda meyan kökü ve diğer bölgesel yer altı üretimlerin yurtdışı talepleri artmıştır. Amerika’dan sonra İngiltere, Fransa, Avusturya-Macaristan ve İtalya gibi ülkeler de meyan kökü alımı için taleplerde bulunmuşlardır.
Tarihi kayıtlarda Mc Andrews ve Forbes Şirketi Aydın Bölgesindeki linyit madenlerini işlettiği yazılıdır. Şirketin buharla çalışan fabrikaları, meyan kökü mevsimi bittiğinde kapatılıyor, mevsim başında yeniden açılıyordu. Çine’de 1890 tarihi itibariyle bir tek un fabrikasının (Abacıoğlu Dimitri’nin su ile çalışan un fabrikası) olduğu düşünülürse, Forbes Şirketinin madenlerden yararlanarak yaptığı meyan kökü işletme tesislerinin modernliğini düşünmeyi öneriyoruz.

Forbes ve TCDD
“Genç Türkiye Cumhuriyeti çok istikrarlı ve bilinçli büyümüştür” diye başlıyor olayı anlatmaya Zeki İçöz.
“Her alanda devrim yapan bir yönetici kadrosuyla çalıştılar. O zamanlar Demir Yolları yabancı bir firmanındı. Türkiye’ye ilk demir yolu biliyorsunuz İzmir-Aydın arasına yapılmıştı. T.C. Devleti demir yollarını satın almak istedi. Satacak firma, fakir Türkiye Cumhuriyeti’ne güvenmedi ve kefil getirmesini söyledi. Devlet, demir yollarından o dönemde en çok yararlanan şirket olan Forbes’i, elinin taşın altına koymasını istedi.”
“Forbes, ‘size kefil oluruz ama bizim yükleme yaptığımız her istasyonun kenarından 20 dönüm arazi vereceksiniz’ diye şart koştu. Devlet o teklifi kabul etti ve arazileri verdi. Şimdiki Aydın Kipa’nın olduğu yer Cumhuriyet dönemi başında Forbes’e aitti. İşletmenin kapısında ‘Forbes Compani’ yazardı, Ben gördüm. O alan ve binalar daha sonra Tariş’e devredildi. Biliyorsunuz Tariş’ten de Kipa satın aldı.”

Alımlar merkezde toplanıyordu
MC Andrews ve Forbes Şirketine bağlı meyan kökü alımını yapan kişilerin oluşturduğu ağ, en küçük meyan kökü çıkartılan toprağın olduğu yere kadar ulaşmıştır.
Toplu alım yapılan merkezlerin listesini uzatmamak kaydıyla önünüze koymakta yarar olduğunu sanıyorum.
Söke’de; Sazlıköy, Yenidoğan, Akçakonak, Güllübahçe, Akköy.
Koçarlı’da; Bağarası, Dedeköy, Şenköy, Cincin, Çakırbeyli.
Germencik’de; Ortaklar, Mursallı, Reisköy, Erbeyli. İncirliova.
Aydın Merkez’de; Kardeşköy, Osmanbükü, Acarlar, Ovaeymir, Çeştepe, İmamköy, Serçeköy, Umurlu.
Yenipazar’da: Baltaköy, Hamzabali, Dalama, Kozalaklı, Çulhan, Alhan, Donduran.
Bozdoğan’da; Direcik, Alamut, Hamidiye, Toygar, Yazırlı, Mescitli.
Nazilli’de; Atça’dan Kuyucak’a kadar olan bölgedeki Menderes Nehri havzasında kurulu bütün köylerde meyan kökü alım merkezi bulunuyordu.

Bölgemiz alım merkezleri
Çine Çayının doğusunda bulunan Çiftlik Köyü ile batısında bulunan Çakırbeyli Köylerinin güneyinde kalan ova yerleşim yerlerinin tamamında meyan kökü kazımı ve satımı yapılıyordu.
Bu bölgede kalan yerleşim yerlerinden Çiftlik, Savrandere, Bahçearası, Gökyaka, Saraçlar köylerinde alım yapan kişiler hakkında bilgi sahibi değiliz ama adı geçen köylerde alımın yapıldığını ve Aydın’a ve direkt olarak, işlenmeden İzmir’e gönderildiğini biliyoruz.
Karpuzlu bölgesinde; Abak, Ulukonak, Merkez, Koğuk, Ovapınarı, Çobanisa, Ömerler ve Güney köylerinde de meyan kökü kazımı yapılıyordu. Çobanisa, Merkez, Ulukonak ve Abak köylerinde toplanan bu meyan kökleri Aydın ve İzmir’e sevk ediliyordu.

Çine alım merkezleri
Tepeköy, Kızılgüney, Karanfiller gibi orman kıyısı köylerin halkının ve Altınova, Dorumlar köylülerinin kazdığı meyan kökleri Cumalıköy ve Tokmak mevkiinde toplanıyordu. Toplanan meyan kökleri buradan sevk ediliyordu. Bu iki toplama merkezinde alımı kimlerin yatığı hakkında bilgi sahibi değiliz.
Çaltı, Karakollar, Kahramanköy, Yağcılar, Kuruköy, Eskiçine ve Umurköy’de de alım yapılıyordu. Bu alımlarda toplanan meyan kökleri de Aydın’a sevk ediliyordu.

Kimler, nerede alım yapıyordu?
“İngiliz Kumpanyası (Forbes) vardı, meyan toplardı o şirket” diyor Eskiçineli Muhammed Öztaş.
“Hamit (Kaya) Çavuş o şirketin buradaki adamıydı. Meyan kökü toplar, gönderirdi. Ben ilk kez onun yanında çalışmaya başladığımda düz işçi olarak çalıştım. 125 kuruş yevmiye ile çalışmaya başladım. Benim çalışmamı beğenmiş olmalı ki kısa süre sonra beni kantarın başına geçirdi.”
Eskiçine, Kuruköy Akmezarlık, Yağcılar ve Ovacık’da toplanan meyan köklerini Hamit Kaya alır, gönderirmiş.
“Çaydan karşıdan pek alım yapmazdık” diyor Hacı Muhammed.
“Umurköy’de Molla Halillerin Ali Dayı vardı. O Karapıyan’da toplardı meyanı, biz gider oradan alırdık.
Forbes’in dışında İzmir’den Koca Kemal vardı, Yumurtacı Kemal (Alper) onun adamıydı. O da meyan kökü toplardı, ona gönderirdi. Biz Forbes’e toplardık. Kemal’in Adamı Arif Ali Çavuş, Bakkal Bekir vardı. O, onların kantarcısıydı. Karşılıklı kantar yarışı yapardık. Benim yanımda Habib Çavuş vardı, Yağcılar’dan.”

Zeki İçöz’ün hatırladıkları
“Ege Bölgesinden, Akdeniz’den, her yerden toplanırdı bu piyan kökü” diyor Zeki İçöz.
“Her yerde temsilcileri vardı bu adamların. Çine’deki temsilcileri Bizim Köyden (Kahramanköy) Ali (Uysal) Bey’di. Şirketin her türlü sözü onundu. Ondan sonra bir süre Çaltı Köyü’nden Yanık Hancı Mustafa Kalkan’ın Babası baktı. Çeşitli yerlerde toplanırdı piyan kökleri. Çaydan karşıdakiler Kahramanköy’e getirirdi. Ali Bey’in Kahvesi’nde (Çetinlerin tarlasının orada), Kelveli Kahvesinde, Yılanlarda Kavaklı Kahvede toplanırdı; oralarda toptan alım yapılırdı. Toplanan piyanlar deve, öküz ve camız arabalarıyla Aydın’a götürülürdü. Oradan trenle İzmir’e götürülür, orada işlenirdi.”
Her köyde bir temsilcisi vardı Forbes’in” diyor Zeki İçöz.
“Karakollar Köyü’nden Muhacir Bekçi, Umurköy’den Ali Öner, Çaltı’dan Tekel’den Emekli Mitat’ın Babası Piyancı Mustafa Akın vardı, köy temsilcileri olarak.”

Para çarşamba günü dağıtılıyor
“Ümit Güney’in Babası, Aydın’dan şirketten parayı alır gelir, Hamit Çavuş’a teslim ederdi” diyor Muhammed Öztaş.
“O da parayı bana verirdi; ben dağıtırdım. Parayı dağıtmaya çarşamba günü akşamdan başlardık. Ocakta dağıtırdık; Ocak Akmezarlık’da o zaman. (Akmezarlık; şimdiki süt toplama merkezi (Rodos Süt’ün işletmesinin olduğu yer; bir başka adı da İskender Burnu) olan yere yakın bir yerde.) Çarşamba günü parasını alamayan, ertesi günü pazara gelir alırdı.”
Hacı Muhammed’in meyan kökü ile ilgili anlattıklarının tarihi 1948 ya da 1949.
“Meyan kökü o zaman 4 kuruş, 5 kuruşa alınıyordu. Mal buralarda toplanıyor, buradan develerle, kağnılarla Aydın’a gönderiliyordu. Oradan da trenle İzmir’e gidiyordu. Aydın’da Forbes’in muhasebesine bakan İhsan Bey vardı. Onun sayesinde ben 1954 yılında sigortaya girdim. ‘Sigortasız insan çalıştırmıyoruz’ demişti o zaman.”

Meyan ticareti 1960’da bitmiş
“Hamit Çavuş 1960 yılına, inkılâp olana kadar meyan kökü alımı yaptı ve Forbes’in Aydın’daki tesislerine gönderdi” diyor Muhammed Öztaş.
MC Andrews ve Forbes firmasının Aydın ve çevresindeki işletmeleri 1960 yılında kapatılmış. Bu tarihin Askeri Harekât ile bir ilgisi olduğunu sanmıyoruz. Türkiye ekonomik ihracat tarihi dosyalarına baktığımızda Akdeniz ve Güneydoğu Bölgelerinde 1980’lerin sonlarına kadar meyan kökü ticaretinin yoğun şekilde sürdüğünü görüyoruz.
Bölgedeki meyan kökü kazma işinin 1960 yıllarında son bulmasının nedeni yüz yıldan fazla süre kazılan meyanın üretime cevap veremeyecek duruma gelmesinden başka bir şey değil.
Bir başka neden de şuydu: Aydın ve bölgesinde 1950 yıllarında sulu tarıma geçilmişti. Sulu tarıma geçiş sonrasında, ekilip, dikilmeyen araziler işlenmeye ve ekilmeye başlanmıştı.
Meyan ve meyan kökünün getirisinden çok daha fazla verim elde edilebilen pamuk, mısır gibi ürünler tarımın yönünü çevirmişti.
Meyan kökü işlenmeyen, sürülüp ekilmeyen arazilerde kendiliğinden çıkan bir bitkidir. Toprağın 10, 15 cm kadar altında başlayan ve yüzeye yatay olarak uzayan kökleri kazmak çok kolaydır. Ekilmeye başlanan arazilerde kullanılan saban bu kökleri tamamen ortadan kaldırmıştır.

Ekim ayından nisan ayına hasat
“Meyan kökü kazılmaya ekim ayında başlanırdı” diyor Muhammed Öztaş.
Aslında meyan kökünün çürümesi gibi bir durum söz konusu değil. Yılın her ayı kazımı yapılabilir ama toprağın yağmurların yağmasıyla yumuşamaya başlaması, hasadın başladığı tarih olarak belirlenmiş.
Ekim ayında meyan kökünün yerini belirlemek mümkün değil. Çünkü meyanın toprak üstüne çıkması ve dal salmaya başlaması mart sonuna denk düşüyor. Nisan ve mayıs aylarında dalları uzuyor ve çiçek açmaya başlıyor. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi meyan yıl boyunca kasılabilir ama nisan ayından sonra toprağın sertleşmeye başlaması ile kazım işi durduruluyor.

Çok yönlü kullanılan bir bitki
Meyan kökü ticari mal olmaktan 1960 yıllarında çıkmış ama bölgemizde hala bulunan bir bitki.
Ekim yapılmayan arazilerde, toprağın 10, 15 cm altında yatay olarak uzayan köklerine ulaşmak için bir çapa darbesi vurmak yeterli.
Araphisar’da besicilik yapan Mesut Coşkun’u ziyaret ettik. Bir çapa alıp önümüze geçti ve besihanenin 100 metre kadar kuzeyine indik. Birkaç çapa darbesiyle bir avuç meyan kökü çıkarıp döndük.
Bölgemizde hala bol miktarda bulunan meyanın birçok alanda kullanıldığını biliyoruz. Bölgemizde işlendiği zamanlarda, bitkinin dallanıp, çiçek açmasına pek izin verilmemiş ama birçok bölgede çiçeğinden bal üretiliyor. Yine meyan şerbeti yapılıyor ve bu şerbet Güney, Güneydoğu Bölgelerimizde yaz içeceği olarak tüketiliyor. Şerbeti marketlerde paket olarak da satılıyor.

 

 

1980/1989 Yönetim Kurulu

Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine delegesidir

Başkan Vekili Hasan Baldan Gökyaka Köyü delegesidir

Muhasip Üye Nurittin Yılmaz Çöğürlük,

Kamil Kahraman Yağcılar,

Muharrem Ataköy Yeni Mahalle,

Ali Rıza Demir Kızılgüney Köyü,

Süleyman Saldı Karakollar Köyü delegesidir.

 

Kamil Kahraman

1935 yılında doğan Kamil Kahraman, Sağırların Mehmet Ali ile Yörük Mehmet’in Kızının Oğlu.

1953 yılında Sağırların İbrahim’in Kızı Ayşe ile evlendi. 2’si kız, 4 çocuk babası olan Kahraman, 7 torun ve 1 torun çocuğu sahibi.

Çine Ziraat Odasının ilk üyelerinden olan Kahraman, çiftçiliğin yanı sıra küçükbaş hayvan yetiştiriciliği de yaptı. Yağcılar Köyü Muhtarı seçildikten sonra küçükbaş hayvan üreticiliğini bıraktığını söylüyor.

 

1989/1992 Yönetim Kurulu

Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine delegesidir

Başkan Vekili Durmuş Kılcı Kuruköy Delegesidir

Muhasip Üye Nurittin Yılmaz Çöğürlük,

Dursun Ankara Yolboyu,

Salim Gültekin Yörükler,

Süleyman Gürkaş Ovacık Köyü,

M. Ali Gönezer Şefketiye Mahallesi delegesidir.

 

Durmuş Kılcı;

Durmuş Kılcı, 1943 Kuruköy doğumlu. Hacı Ahmet’in oğlu olarak anılan Kılcı, ilkokul mezunu olmasına rağmen ileri görüşlü kişiliği ile anılıyor.

Mehmet Ali Kızılca Kızı Hacer ile 1963 yılında evlenen Kılcı, 2’si kız, 5 çocuk, 9 torun çocuğu bulunuyor.

Durmuş Kılcı, 2011 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.

Kılcı, Kuruköy’e şeftali ekimini getiren ilk insanlardan biri olarak biliniyor. Fıstık, pamuk gibi ürünler eken bir çiftçi olan Kılcı, uzun yıllar kapalı besi büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmış.

3 Dönem Ziraat Odası yönetiminde bulunan Durmuş Kılcı, 2 dönemi Başkan Vekilliği görevinde bulunmuş. Çine Ziraat Odası binasının alımı ve yapımında gösterdiği fedakarlığı ve Başkan Nurittin Yılmaz ile olan uyumu, Çine Ziraat Odası tarihine geçecek niteliktedir.

 

Salim Gültekin

1940 yılında Yörükler Köyünde doğan Salim Gültekin, Çavuşoğlu İbrahim ile Doğanyurt Köyünden Mektep Hocası Mehmet Sünger Kızı Esma’nın oğludur.

İlkokul mezunu olan Gültekin, 1964 yılında Doğanyurt Köyünden Bahri Özdemir Kızı Necibe ile evlendi. Gültekin, 2’si kız, 3 çocuk,z9 torun, 2 torun çocuğu sahibidir.

Çine Ziraat Odasına 1969 yılında kaydını yaptıran Gültekin 1989 yılında delege seçildi.

Hayvancılığın yanı sıra çiftçilik (pamuk, tütün, mısır) de yapıyor.

1971 yılında bir jeep alan Salim Gültekin, 1973 yılında Çine Birlikten minibüs alarak Taşımacılığa başladı ve 1998 yılına kadar bu işi yaptı.

 

Süleyman Gürkaş

Süleyman Gürkaş Ovacık Delegesi.

1942 yılında doğan Gürkaş, Benlilerin Mehmet’in oğlu; Annesinin adı Hatice Dudu.

İlkokul mezunu olan Süleyman Gürkaş, 1967 yılında Karabacaklardan Süleyman Şimşek kızı Hacare ile evlendi. Süleyman Gürkaş 2008 yılında vefat etmiştir. Mezarı Çine Ovacık Köyünde bulunmaktadır.

Gençlik yılları çobanlıkla geçen Süleyman Gürkaş, diğer Ovacık Köylüleri gibi hayvancılık yaparak yaşantısını sürdürmüştür. Et ve süt hayvancılığının yanı sıra tütün ekimi işi de yapan Gürkaş, zeytincilikle de uğraşmıştır.

 

Mehmet Ali Gönezer

Mehmet Ali Gönezer 1943 yılında Çine’de doğdu. Eski ayakkabıcılardan Küçük Alilerin Mehmet’in Oğlu. Annesi Sarıoğlu Mahallesinden Tükoğlulardan.

Eşi Soğancılar Mahallesinden Koca Mustafa Oğlu Ömer’in Kızı. Eşi 1950 doğumlu. 1967 yılında evlenmişler; 1’i kız 3 Çocuk sahibi.27.10.2016 tarihinde vefat etmiştir.

Çine’de uzun yıllar siyasi yaşamın içinde bulunan M. Ali Gönezer çiftçilikle uğraşmıştır.

 

1992/1997 Yönetim Kurulu

Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine delegesidir

Başkan Vekili Durmuş Kılcı Kuruköy Delegesidir

Muhasip Üye Nurittin Yılmaz Çöğürlük,

M. Ali Gönezer Şefketiye,

Salim Gültekin Yörükler,

Süleyman Gürkaş Ovacık Köyü,

Nedim Kasap Çaltı Köyü Delegesidir.

 

1997/2001 Yönetim Kurulu

Başkan Nurittin Yılmaz; Çöğürlük delegesidir

Başkan Vekili Durmuş Kılcı Kuruköy Delegesidir

Muhasip Üye M. Ali Gönezer Şefketiye,

Dursun Ankara Yolboyu,

Nedim Kasap Subaşı Köyü,

Salim Gültekin Yörükler,

Erdoğan Öncü Kahramanköy,

Hakkı Tuna Altınova Köyü Delegesidir.

 

Nedim Kasap

Nedim Kasap Subaşı Köyü Delegesidir.

1944 yılında doğan Kasap, Nalbant’ın Mehmet ile Hacı Osman’ın (Genç) Kızı Saliha’nın oğludur.

İlkokul mezunu olan Kasap 1964 yılında Kızılgüney Köyü’nden Mehmet Uysal’ın Kızı Hatice ile evlendi. 2 erkek çocuğu olan Kasap’ın 5 torunu bulunmaktadır.

1997 yılında emekli olan Nedim Kasap çiftçilikle uğraşmıştır.

“Yıllarca pamuk ve mısır üretimi yaptık” diyor Nedim Kasap.

“Şu an Topçam Barajı su havzasının altında kalan alanda tarlalarımız vardı. Orada bir Kumkahve diye bilinen bir yazlık kahve vardı. Orada hayvan pazarı kurulurdu. 1984 yılına kadar oradaki tarlarımızı sürüp ektik, pazarımıza hayvanımızı götürüp sattık. Cumalıköy Ovasındaki tarlalardan daha değerli tarlalarımız vardı bizim o alanda. Dalama Çayı adı verildi o çaya; aslında o çayın gerçek adı Madran Çayı’dır.”

 

Hakkı Tuna

Hakkı Tuna, Erdoğan Öncü vefat edince onun yerine yedekten yönetim kuruluna geçti.

1938 yılında Altınova’da doğdu. Hacıalilerin Mehmet ile Hatice’nin oğlu.

İlkokul mezunu olan Tuna, 1962 yılında Hallaçlar Köyü Beşpınarlar Mahallesinden Hüseyin Kızı Zeynep ile evlendi. 2 Çocuk, 4 torun sahibi olan Tuna, bir dönem Çine Ziraat Odasında Meclis Başkanlığı görevinde de bulunmuştur.

1989 – 1999 yılları arasında Çine Altınova Köyü’nde muhtarlık yapan Hakkı Tuna çiftçilikle uğraşmaktadır.

 

 

Meclis Başkan ve Vekilleri

 

1965/1968

Başkan Ali Rıza Yılmaz

 

Başkan Vekili Hamit Kaya

1911 yılında doğan Kaya, Haceloğlu Sülalesinden Bayram ile Zeliha’nın oğludur.

1929 yılında Sarı Mehmetlerden Süleyman’ın (Çanakkale Şehidi) Kızı Cemile ile evlendi. 120 çocuk sahibi olan Kaya’nın 47 torunu, 33 torun çocuğu bulunmaktadır.

1976 yılında vefat eden Kaya’nın Eşi Cemile 1995 yılında vefat etmiştir.

Eskiçine Köyü’nde uzun yıllar muhtarlık yapan Hamit Kaya çiftçilikle uğraşıyordu.

 

1968/1971

Başkan Salih Zeki Cengiz

Bşk V. Hamit Kaya

 

1971/1981

Başkan Hamit Kaya

 

Bşk V. Süleyman Saldı

 

1981/1984

Başkan Raşit Kalkan

Bşk V. Ali Kahraman

 

1984/1988

Başkan Cavit Ancın

Bşk V. Süleyman Gürkaş

 

1988/1992

Başkan Nedim Kasap

 

Başkan Vekili Hidayet Merdin

1935 yılında doğan Hidayet Merdin, Kunduracı Mehmet ile Molla Nebi Kızı Ayşe’nin oğlu.

İlkokul mezunu olan Merdin, 1964 yılında, Gazozcu Ömer Şentürk’ün Kızı Süzan ile evlendi. Merdin, 1’i kız 2 çocuğu, 4 torunu bulunuyor.

1987 yılında emekli olan Hidayet Merdin, terzilik mesleğinin yanı sıra çiftçilik (mısır ve pamuk üretimi) de yaptı.

5 yıl Çiftçi Malları Koruma Derneği Başkanlığı yapan Merdin, Celalettin Kocamaz’ın Belediye Başkanı olduğu dönemde Mezarlıklar Derneği’ni kuranların içinde bulunuyor.

 

1992/1994

Başkan Mustafa Aydemir

Akçaova Cumhuriyet Mahallesi Delegesi olan Aydemir, 1929 yılında Çine Akçaova’da doğdu. Demirci Ali ile Arife’nin oğlu olan Aydemir. 1953 yılında Akçaova’dan Sarı Müftülerden Hasan Beyazıt kızı Ayşe ile evlendi.

İlkokul mezunu olan Mustafa Aydemir yaşamının büyük bölümünü Akçaova’da sıcak demircilik mesleği yaparak geçirdi. Bağ Kur’dan emekli olan Aydemir; çiftçilik de yaptı. Tarlalarını ve zeytinliklerini ortak işleticilere veren Aydemir, pamuk ve mısır üreticisidir.

 

 

Bşk V. Hasan Fehmi Çelik

 

1994/1997

Başkan Erdoğan Öncü

 

Baykan Vekili Hasan Fehmi Çelik

1932 Çine Bahçearası Köyü doğumlu olan Hasan Fehmi Çelik, Kirişçinin İsmail ile Çakırağa Ali (Yedinci) Kızı Emir Ayşe’nin oğludur.

İlkokul mezunu olan Çelik, 1951 yılında Abdullah Çakmak Kızı Emir Ayşe ile evlendi. 1’i kız, 3 çocuk sahibi olan Çelik’in 5 de torunu vardır.

1964 yılında Çine ziraat Odası’na kaydını yaptıran Hasan Fehmi Çelik, Celeplik, zeytin ve zeytinyağı alım satımı, komisyonculuk yapmıştır. Mera hayvancılığı da yapan Çelik, 03.04.2016 tarihinde vefat etmiştir.

 

1997/1998

Başkan Hakkı Tuna

 

Başkan Vekili Mustafa Güler

1932 Çine Sarnıç Köyü doğumlu olan Mustafa Güler, Madranlı İbrahim ile Asmalılardan Aydınların Kızı Fatma’nın oğludur.

Okur yazar olan Güler, 1959 yılında Osman Öztürk Kızı Kadriye ile evlendi. 3 erkek çocuk sahibi olan Güler’in 2 torunu vardır.

Çiftçiliğin yanı sıra hayvan yetiştiricisi olan Güler, uzun yıllara Sarnıç Köyünde kahve işletmeciliği yapmıştır.

1987 yılında Bağ Kur’dan emekli olan Mustafa Güler Kore Savaşı Gazisidir.

25.02.2018 tarihinde vefat etmiştir.

 

1998/2001

Başkan Mustafa Aksoy

1950 yılında Çine Kabataş Köyünde doğan Mustafa Aksoy, İbrahimlerin Kazım ile yine İbrahimlerden Mustafa Kızı Durdane’nin oğlu.

İlkokul mezunu olan Aksoy, 1975 yılında Kabataş Köyünden Akbaylardan Kamil’in Kızı Emine ile evlendi. Aksoy, 1’i kız 2 çocuk, 4 torun sahibi.

1975 yılında Çine Sarıoğlu Mahallesine göçen Aksoy, çiftçilikle uğraştı. Çine Ziraat Odasına 1980 yılında kaydını yaptıran Aksoy, tütün, pamuk, mısır ve biber üreticisi.

 

Başkan Vekili Mustafa Güler

Güler

 

2001/2003

Başkan Hasan Fehmi Çelik

 

Başkan Vekili Mehmet Akkavak

Çine Söğütçük Köyü Delegesi olan Mehmet akkavak 1952 yılında doğdu. Sütçü Mehmet ile Kamberoğlu Hüseyin Kızı Naciye’nin oğludur.

İlkokul mezunu olan Mehmet akkavak, 1970 yılında Söğütçük Köyü Harımcık Mahallesinden Molla Hüseyinlerden Mustafa Yılmaz Kızı Durdane ile Evlendi. Akkavak’ın 2 kızı, 2 torunu vardır.

1990 yılında Çine Ticaret Odası’na kaydını yaptıran Mehmet Akkavak 2000 yılında delege seçildi.

2006 yılında emekli olan Mehmet Akkavak, zeytincilik ve büyükbaş hayvan besiciliği yapmaktadır.

 

2003

Başkan İsa Ural

Çine Hallaçlar Köyü Delegesi olan İsa Ural 1950 yılında doğdu.

Türkoğlu Hasan ile Ali Hoca’nın (Dindar) Kızı Hayriye’nin oğludur.

İlkokul mezunu olan Ural, 1977 yılında Çine Sarıoğlu Mahallesinden Marangozların Arif Cengiz’in Kızı Altan ile evlendi. Ural’ın 3 kızı, 6 torunu vardır.

Çiftçilik (pamuk, mısır, buğday) yapan İsa Ural aynı zamanda süt ve besi hayvancılığı da yapmaktadır.

1979-82 yılları arasında Aydın Merkezde taksicilik yapan Ural 2005 yılında emekli olmuştur.

 

Başkan Vekili Nihat Önel

1954 yılında Akçaova Kadılar Köyünde doğan Nihat Önel, Şerif Ali ile Saylardan Karabacak Hasan’ın Kızı Nazmiye’nin oğlu.

İlkokul mezunu olan Önel, 1972 yılında Kadılar Köyünden Efendiler Sülalesinden İzzet’in (Amcasının Kız) Raziye ile evlendi. Önel’in 2 oğlu, 4 torunu vardır.

1976 yılında Ziraat Odası’na kaydını yaptıran Nihat Önel, 1988 yılında Kadılar Köyü delegesi seçildi.

Hayvancılıkla uğrayan Önel, 1989 yılından bu yana yaz aylarında Marmaris’de taksicilik yapmaktadır.

 

2007

Başkan Salih Gökbel

1968 yılında doğan Salih Gökbel, Molla Salih’in Torunu Hacı Sadettin ile Seferler Köyü’nden Karaoğlan Mehmet Güçlü Kızı Hatice’nin oğlu.

1987 yılında Hacı Mehmet Gökbel Kızı Esma ile evlenen Gökbel’in 2’si kız 3 çocuğu bulunuyor.

Gökbel, Çine Ziraat Odası’na kaydını 1990 yılında yaptırdı. 2007 seçimlerinde delege seçildi ve aynı yıl Meclis Başkanı oldu.

Hayvancılığın yanı sıra zeytin işiyle de uğraşan Gökbel, örnek meyvecilik üretimi de yapmaktadır.

Üniversite mezunudur.