ÇİNE ZİRAAT ODASI
TARİHÇESİ
İlçenin arazi verimliliği
Çine verimli toprakları ile
çevre ilçelerden geri kalmayacak kadar ön planda bir tarım bölgesidir. Verimli
topraklara sahiptir ve yöre halkının ihtiyaçlarını üretimdeki çeşitliliği ile
yeter düzeydedir.
Su altı arazi dediğimiz,
sulanabilir topraklarında; pamuk, mısır, yer fıstığı gibi başlık üretim
çeşitlerinin yanı sıra, silajlık mısır üretimiyle de yaz mevsimi üretim
çeşitliliğini sergilemektedir.
Yukarıda sıralanan üretim
varlıklarının yanı sıra, bölgede yetişen biber, patlıcan, salatalık, domates,
kabak gibi yazlık sebzelerin üretimi de ihtiyaçtan öteye, pazarlamak amacıyla
yetiştirilmektedir.
Yaz üretim mahsullerinin
kaldırılması sonrasında tarlalar, 2. ürün için hazırlanıp yeniden ekimi yapılmaktadır.
Yine ihtiyaç ve pazarlama amacıyla yapılan kışlık ekimler genellikle hayvansal
tüketim ve sebze üzerinedir. Hayvansal tüketim maddelerinin başında, silajlık
arpa, buğday, yulaf, çavdar, fiğ ve yonca gelir. Bu ekim maddeleri silajlık
olduğu gibi paketlik olarak da muhafaza edilebilmektedir.
Yukarıdakilerin dışında göz
ardı edilmemesi gereken üretim varlıkları olarak; çevresel ihtiyaç ve pazarlama
amacıyla ekilen sebze çeşitliliği de göz doldurur niteliktedir.
Sebze ve meyve çeşitliliği
İlçemizin ekilebilir
topraklarında, kış aylarının vazgeçilmez sebzeleri arasında yer alan lahana,
karnabahar, kereviz, enginar, soğan, sarımsak, pırasa gibi zorunlu mutfak
ihtiyacı çeşitleri yeterli miktarda üretilmektedir.
Bunların dışında; marul,
tere, roka, kırmızı lahana, turp, havuç gibi yardımcı sebzelerin üretimi de hem
kişisel tüketim, hem de pazarlama amacıyla yapılmaktadır.
Yukarıda saydığımız sebze
üretim çeşitliliğinin dışında meyve üretimi de yeterli ölçüde yapılmaktadır.
Elma, armut, kiraz, portakal,
limon, vişne, böğürtlen, muşmula, çeşitli erik cinsleri, geçmişteki kişisel
ihtiyaç üretiminin dışına çıkmış ve ticari şekle dönüşmüştür. Son yıllarda,
yenilikçi çiftçilik anlayışıyla alternatif tarım geliri peşinde koşan
üreticilerimiz muz, kivi gibi bölgeye uyum sağlayabilen meyveleri de ekip,
yetiştirmektedir.
Çine, rakımı yüksek
bölgelerde yetiştirilen kestane ve ceviz gibi ürünlerde de, bölgesel anlamda
söz sahibi konumdadır.
Aydın denildiğinde akla
gelen incir, Çine üretimi için pazara cevap verecek nitelikte değildir. İncir
ancak, bölgesel ihtiyacı karşılayacak ölçüde yetiştirilmektedir.
Zeytin üretimi
İlçenin olmazsa olmazı
konumundaki diğer sanayi üretim maddesi de zeytindir. Sofralık ve yağlık olarak
üretilen zeytindeki çeşitlilik son yıllarda artmıştır. Bölgeye özgü memecik
zeytininin dışında, dikimi yapılan ve yetiştirilen gemlik, manzanilla, domat,
Edremit gibi zeytin türleri de yoğun olarak yetiştirilmektedir. Bunlardan
memecik yağlık zeytin türüdür. Diğerleri sofralık zeytin türlerinin arasına
girer. Çineli zeytin üreticisi, son yıllarda bu türlerin yetiştirilmesine özen
göstermiş ve üzerine eğilmiştir. Yüzyıllardır zeytinyağında söz sahibi bir
konumda olan Çine, bu zeytin türleri sayesinde sofralık zeytinde de adını
duyurmaya başlamıştır.
Arazi varlığı
Ormanlık ve mera olarak
kullanılan arazilerin dışında kalan ve ekilen, dikilen arazi olarak
adlandırılan toprak varlığı miktarı 38.554 hektardır. Çine Ziraat Odasına
(çalışmanın seyri süresince Çine Ziraat Odası adı bazı zamanlarda Ziraat Odası
ya da Oda kısaltma adları ile de anılacaktır.) kayıtlı çiftçi sayısına
bakıldığında; üye başına 3 hektara yakın ekilen ve dikilen arazi varlığı
düştüğü tespit edilmektedir.
Bu arazi varlığının 25.600
hektarlık bölümü zeytinlik olarak geçmektedir.
Tarla bitkilerinin
yetiştirildiği arazi varlığı 9.855 hektardır.
Sebze bahçesi olarak geçen
arazi varlığı genişliği 2.221 hektardır.
Meyve bahçesi olarak geçen
arazi varlığı genişliği 878 hektardır.
Bu alanların sulanmaları baraj ve göletlerden yapılmaktadır. Topçam Barajı, Çatak, Akçaova Göledi gibi su havzalarının dışında yeni su tutulmaya başlanan Çine Barajı da önümüzdeki yıllarda Çine’nin arazi sulamadaki ihtiyacını büyük ölçüde karşılayacaktır. Yerüstü su birikintilerinden yararlanamayan arazi sahipleri kendi imkânlarıyla yaptıkları derin kuyu ve artezyenlerle su ihtiyacını karşılamaktadır.
Çine, sahip olduğu
topraklarını kullanma verimliliği açısından artı durumdadır. Ekilen ve dikilen
arazilerin dışında kalan alanlardan, mera ve otlak olarak kullanılan ve açık,
yarı açık ve kapalı alanda yapılan hayvancılık da göz doldurur niteliktedir.
Ova köylerinde ve orman
kıyısı köylerde yapılan büyükbaş hayvan yetiştiriciliği, ilçenin ihtiyacı olan
sayıdan çok daha fazladır. Geleneksel nitelikte yetiştirilen ve Yoz Mal olarak
adlandırılan Kara Sığır türü, otlaklarda, boş olarak yetiştirilmektedir. Bu
ırkın dışında kaliteli et ve süt verimi için yarı açık ve kapalı alanlarda
yetiştirilen büyükbaş hayvan sayısı, diğer yöresel ırkla birlikte 90 bin
civarındadır.
Bunun dışında İlçede, 16.650
civarında küçükbaş hayvan sayısı tespit edilmiştir. Bunların 11.600 kadarı
koyun, 5050 kadarı da keçidir
Ziraat Odaları Tarihçesi
Ziraat Odaları adı ilk kez
1881 yılında telaffuz edilmeye başlanmıştır. Bir tüzük ile şekillenen Ziraat
Odaları, 6 yıllık zaman içerisinde 99 bölgede örgütlenmiştir. O dönemde bir tür
danışma kurulu niteliğinde çalışmıştır.
1912 yılında yeni bir tüzük
hazırlanmış ve odaların ilçeler düzeyinde kurulması ve faaliyet sergilemesine
destek verilmeye çalışılmıştır.
Yukarıdaki tarihlerde
şekillenmeye başlayan Ziraat Odaları o güne kadar ve ondan sonraki dönemlerde
Hükümetlerden sağlanan herhangi bir maddi destek görememesi nedeniyle
faaliyetlerini sağlıklı şekilde sürdürememiş ve beklenilen performansı
gösterememiştir. Kurulma amacına bağlı olarak varlığını gösterememesi nedeniyle
halk arasında tanınırlılığı da minimum düzeyde kalmış ve verimli olamamıştır.
Bu dönemler varlığını sürdürme çabasından öteye; ortaya çıkış ve körelme
dönemleri olarak ele alınabilir.
1937 yılında yürürlüğe giren
3203 sayılı Ziraat Vekâleti Vazife ve Teşkilatı Kanunu ile Oda yeniden
canlandırılmaya çalışılmıştır. Bu kanunun desteğiyle çıkılan yolda ilerleme
kaydedilmiş ve 1940 yılı içerisinde birçok Ziraat Odasının seçimleri yapılmış
ve teşkilatlanmaya hız verilmiştir ama yine bir sonuç elde edilememiştir.
Günümüz Ziraat Odalarının
temellerini atılması dönemi 20. yüzyılın ortalarına denk düşmektedir.
6964 Sayılı Ziraat Odaları
ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Kanunu 1957 yılında yürürlüğe
girmiştir. Ancak, kanuna ilişkin tüzüğün zamanında çıkartılmaması nedeniyle
Ziraat Odalarının faaliyete geçmesi 1963 yılına dek sürünceme dönemi
yaşamıştır.
Ziraat Odalarının kuruluş ve
çalışma esasları, 6964 sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan
nizamnameyle düzenlenmiştir. Söz konusu kanunun 1. maddesi Odaların kuruluş
amacını ve kapsamını içerir.
Bu maddeye göre; Ziraat
Odalarının kuruluş amacının başında meslek hizmetlerini görmek gelir. Diğer
yandan çiftçilerin ortak ihtiyaçlarını karşılamak asıl amacıdır.
Bunun yanı sıra; mesleki
faaliyetleri kolaylaştırmak, çiftçilik mesleğinin genel çıkarlarına uygun
olarak gelişmesini sağlamak, vazgeçilmez görevleri arasındadır. Bunları
yaparken mesleki disiplin ve ahlakını kollayıp gözetmeyi ön planda tutar.
Ziraat Odalarının, çiftçilik
mesleği ile uğraşan vatandaşların mesleki hak ve çıkarlarını korumak amacıyla
kurulduğu her dem ifade edilir.
Ziraat Odaları, tüzel
kişiliğe sahip Kamu Kurum niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
Çine Ziraat Odası
Çine Ziraat Odası, 15
Haziran 1964 tarihinde kurulmuştur.
Oda olarak, görev kapsamı
içindeki yerleşim alanları itibariyle, Merkez ve Akçaova dâhil 65 köy, 11
mahalleye hitap etmektedir.
Bu alandaki söz sahibi
delege sayısı 76’dır.
Oda bünyesinde,
zeytinliklerde Organik Tarım çalışmalarının kayıtları devam etmektedir
Mal varlığı ve Personel
Çine Ziraat Odası, Hamidabat
Mahallesi 234 sokak 21 numarada, kendine ait binada faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bu bina 3 katlıdır. Diğer yandan Odanın kendine ait 2 aracı ve bulunmaktadır.
Çine Ziraat Odası’nın işletmeciliğini yaptığı bir Toptan Sebze ve Meyve Hali
bulunmaktadır
Halil GÜNER- Genel Sekreter
Fadime KANBER- Memur
Erkan BAL- Memur
İsmail YALÇIN- Sözleşmeli
Memur olarak dört personel bulunmaktadır.
Çine Ziraat Odası, Çine Vergi Dairesinin, 9980071841 vergi kimlik numarasıyla kayıtlı faal bir mükellefidir.
1964 Öncesi Çine’de Tarım
“Günümüz Çine’sinde tarım
yapılan arazi varlığının (ekilebilir ve dikilebilir alanların toplamı) tam
şekliyle kullanılmaya başlanması hangi tarihe denk düşer” gibi bir soru
sorulduğunda, kesin bir rakam vermek mümkün değildir.
Çine ve Bölgede yapılan tapu
ve kadastro çalışmaları 1950’li yılların sonlarında tamamlanmıştır.
Babam Kerim (Mehmet)
Uyguç’un Askerden geldikten (1951) hemen sonra başlayan Tapu Kadastro
çalışmalarında bizzat bulunduğunu, sohbetlerimizden biliyorum. Babam o günlerin
Çine tarım potansiyeli ile günümüz potansiyeli arasındaki değişimi şu
cümlelerle çok iyi açıklardı:
“Karpuzlu Bölgesindeki
çalışmaların başlamasından bitmesine içinde değildim ama uzun bir süre ekip
içinde ölçüm görevlisi olarak çalıştım. O dönemde, çalılık, çay yatağı,
bataklık, otlak vb. gibi tarımsal anlamda ekim ve dikim alanı olarak
kullanılmayan birçok arazi günümüzde işlenilir şekle sokulmuştur. Kadastro
çalışmaları sırasında pıynar çalısıyla kaplı olan ve tapu kayıtlarında 50, 60
ağaç bulunan bir arazi günümüzde yetişen ve aşılanan deliceler sayesinde 200,
300 ağaçlık zeytinlik olmuştur. Yine kadastro geçtiği dönemlerde çevresi
bataklık, sazlık ya da dere, çay yatağı olan ekilebilir alanların çevresindeki
bu kullanılmayan alanlar ıslah edilmiş, kullanılabilir şekle sokulmuştur.
Zeytinlikte olduğu gibi ekilebilir alanlar da genişlemiş ve kullanılan alan
fazlalaşmıştır.”
Arazilerin ıslah edilmesi
1950’li yıllarda ova köyleri
de dâhil yemek pişirmek ve ısınmak için yakılan odun vb. katı yakıt, kapının
dibinden temin edilebiliyordu. Köylü kendi tüketeceği odun ve çalıyı yapıp
kullandığı gibi, ihtiyaç fazlası ürettiği odunu eşeğine, katırına ya da
arabasına yükleyip çarşıya (Çine’ye) getirip satardı. Günümüzde orman köyleri
de dâhil sobalarda ısınmak için gerekli olan katı yakıtı bulmak zorlaşmıştır;
artık birçok köy evinde kömür tüketilmektedir. Yani geçtiğimiz yüzyılın yarısı
itibariyle, kullanılmayan tarım alanlarında yetişen maki ya da sanayi getirisi
olmayan ağaçların varlığı günümüzde yok denecek kadar azdır. Bu alanlar zeytin,
ceviz, kestane, elma gibi getirisi olan meyve ağaçlarıyla donatılmıştır.
Yine aynı dönemlerde,
yukarıda da belirtildiği gibi, ekilebilir alanların çevresinde bulunan ve
işlenilmeyen araziler ıslah edilmiş ve tarıma açılmıştır. Yaşı 40’ın üzerinde
ve köy kökenli olan herkesin hafızasında yer ettiği gibi ovalarımızın içinden
geçen çay yatakları, kenarlarında bulunan sazlık alanlar artık yok denecek
kadar azdır. Bu alanların hepsi tarıma kazandırılmıştır.
İlkel Çiftçilik çalışmaları
Gelişime ayak uydurmadaki
yenilikler, alternatif yaşam şeklinin zorunluluğudur.
Dün (20. yy başları) zorunlu
ihtiyaç maddeleri dışında tarımsal üretim yapılmıyordu. Bu zorunlu ihtiyaç
maddeleri; darı (unu, anızı, tanesi için), akdarı (unu ve tanesi için), yulaf
(tanesi ve samanı için), çavdar (tanesi ve samanı için), arpa (tanesi ve samanı
için) ve buğday (unu, tanesi ve samanı için) ile sınırlıydı. Bölge coğrafyasına
ve iklimine uygun olarak üretimi kolaylıkla yapılan yazlık ve kışlık sebzelerin
dışında Çine’de tarımsal üretim yoktu, denilebilir.
İhtiyaç fazlası zeytin ve
zeytinyağı yüzyıllardır pazarı bulunan ve getirisi olan bir tarım ürünüdür ama
bu ürün bile, 20. yy. başlarına kadar modernize edilme çalışmalarına sahne
olmamıştır. Ülke ihtiyacının yarısından fazlasının bölgemizde üretilen kestane,
ceviz ve incir gibi sanayi ürünleri bile desteklemelerin yapılmaması nedeniyle,
yakın tarihlere kadar tarımsal getirisi olan ürünler statüsüne girmemiştir.
Tarımsal seyirde Hükümet politikaları
Çine açısından, ekonomik
getiri için yapılan tarımda ekilen tek ürün tütündü. Buna gösterilebilecek tek
neden Hükümet Politikasıdır. Tütün ile ilgili ilk TEKEL Yasası 1862 yılında
‘İnhisar Yasası’ olarak çıkmıştır. Bu, şu demektir: Devlet, tütün üretimini,
getirisi olan tarım kalemi olarak 1862 yılında ciddiye almıştır.
3573 Sayılı zeytinciliğin
ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkındaki kanun 1939 yılında
çıkartılmıştır. Bu, şu demektir: Devlet, zeytinciliği 1939 yılında ciddi bir
tarım getirisi olarak kabul etmiştir.
Pamuğun dünyada 5 bin yıldır
üretildiği ve dokumacılık sektöründe de 3 bin yıldır kullanıldığı
bilinmektedir. Pamuğun önemli bir tarım ürünü olduğunun fark edilmesi ve
bölgemizde yoğun olarak ekimine başlanması tarihi daha dündür. Dündür diyoruz,
çünkü yaptığımız araştırmalardan ortaya çıktığı şekliyle, Çine ve bölgeye
pamuğun ekim için getiriliş tarihi 1946, 1947 yıllarına denk düşmektedir. Kaldı
ki, verilen tarihlerde getirilen pamuk cinsi kalite ve verim yüksekliği
açısından hiç de göz doldurur niteliklere sahip değildi.
Bu konudaki bulgularımız
daha sonraki bölümlerde işlenecektir.
Modern Çiftçiliğin getirileri
Yukarıda yaptığımız
saptamalara bağlı olarak; pamuk üretimine başlanmasından sonra, ihtiyaç
maddeleri ekilip dikilen arazilerin çevresinde bulunan ve kullanılmayan alanlar
periyodik olarak ıslah edilmiştir.
“Şurayı açayım (çalısını,
hayıdını, garıngecini kırayım, gelen derenin önünü kapatayım) da, iki evlek
olsun pamuk ekeyim, ürettiğimle çocuklara yatak yorgan yapar, kalanı satar bir
inek alırım” anlayışı başlamıştır.
Önceleri yün ve yapağıdan
yapılan yatak ve yorganlar, yoğun üretimine başlanması sonrasında pamukla
yapılmaya başlandığı gözlenmektedir.
İhtiyacın ötesinde ticari
amaçla ekilmeye başlanması ile gelirin arttığı gözlenmiş ve diğer ekilen
ürünlerden pamuğa hızlı bir geçiş yaşanmıştır. Buna bağlı olarak pamuğun satışı
ve pazarlanması aşaması yine Devlet Politikası ciddiyetiyle hızlı bir şekilde
gelişmiş ve TARİŞ, Çukurova Birlik ve Antalya Birlik gibi kuruluşlar aracılığı
ile üreticinin ticari anlamda önü açılmıştır.
O döneme kadar İncir ve
zeytinyağı ticaretinde ön planda olan Tariş, 1949 tarihinden itibaren pamuk
alımına ve pamuk ile ilgili diğer ihtiyaç şekillerine (hastalıklarla mücadele,
verimin artırılması için yapılması gerekenler gibi verilen bilgi toplantıları)
yönelmiştir. Bilindiği gibi Aydın Tekstil İşletmeleri A.Ş.’nin kuruluş tarihi
aynı yıla denk düşmektedir.
Modern çiftçiliğin
getirileri göz önünde bulundurulduğunda, tarımsal alanların parasal anlamda
verimliliğinin hesaplanması da bu tarihlere denk düşmektedir. Giderlerin artması,
gerini artırılması gerekliliğini de beraberinde getirdiği için verimli tarım
arazilerinde üretimi yapılan ürünlerden en iyi sonucu alma çabaları da gündeme
gelmiş ve modern tarımın gerekliliği için yapılması gerekenler masaya
yatırılmıştır. Dönümden daha fazla ürün elde etme çabaları sonuç vermiş ve
arazilerin gayrimenkul olarak değerlenmesi de buna bağlı olarak artmıştır.
21. yüzyıl çiftçisinin
amacı, ekip ürün kaldırmak değil, ekip en yüksek verimi almaktır. Bunu
yapabilmek için de, Bakanlığın yanı sıra Ziraat Odaları sağladığı bilgi ve
ekonomik destekle çiftçinin yanındadır.
4K kayıtlara yeni geçiyor
Köy Enstitülerinin
kapatılmasıyla başlayan Köyleri kalkındırma Projesine uzun zaman ara
verilmişti. Eğitilen genç kuşak köylerin kalkınması, bilinçlendirilmesi için
caba harcıyordu ve kalkınmanın önü açılmıştı.
Bu kalkınma programı Köy
Enstitülerini kapatılmasıyla son buldu. Enstitülerden mezun olanlar önceleri
‘Köy Öğretmeni’ statüsündeydi; 1952 yılında çıkan bir yasayla bu öğretmenler,
diğer öğretmenlerin sahip olduğu haklara sahip oldu ve dengesizlik ortadan
kalktı.
Ara verilen kalkınma
programına 1958 yılında yeniden başlandı. Köylerin kalkındırılması, köylünün
bilinçlendirilmesi için atılan bu yeni atılımın adı 4K idi. Bu çalışmayla
ilgili ilk bilgiyi bize Kahramanköy’den Zeki İçöz vermişti.
Sohbetimizden sonra 4K
Projesiyle ilgili araştırma yapma gereği duyduk. Başvuracağımız bilgiler Tarım
Orman ve Köy İşleri Bakanlığı arşivlerinde olabilirdi. Çünkü proje, adı geçen
Bakanlığın kapsamında gerçekleştirilmişti. Yaptığımız araştırma sonuçsuz kaldı.
Çünkü adı geçen Bakanlığın arşivlerinde 4K ile ilgili bir bulguya rastlanmadı.
Zeki İçöz bizi yanıltmış
olamazdı. Mutlaka bir isim yanlışlığı yapıyorduk ve bekledik. Zeki İçöz, ertesi
gün bize 1959 yılında Didim’de katıldığı seminerden aldığı belgeyi getirdi.
Resmi imzaları taşıyan ve ‘Arıcılık ve Hayvancılık’ sertifikası olan bu belge,
geçmişle ilgili önümüze konulan her belge gibi bizi heyecanlandırdı. Böylece,
yaptığımız güzel işlerin arasına, 4K organizasyonunu da eklemiş olduk.
4K çalışmalarının kayıtlara
geçmesine vesile olan Zeki İçöz ve Başkan Osman Eşiyok’a teşekkür ediyorum.
4 K: Kafa, Kol, Kalp, Kuvvet
“Menderes Hükümetlerinin
çiftçiler için yaptığı çalışmaların başında 4 K gelir” diye anlatmıştı Zeki
İçöz.
“4 K: Kafa, Kol, Kalp,
Kuvvet, demektir. 4 K projesinin ortaya atılış tarihi 1958 yıllarına denk
düşer. Kurslar, slâyt gösterili tanıtım çalışmaları yapılırdı o zaman. Ben
Didim’e kampa gitmiştim, eğitim için; 1959’du yanlış hatırlamıyorsam. Aydın İl
Tarım’da o zaman İbrahim Turgal, Mübeccel Özel vardı yönetici olarak.”
Her köyde 4 K’nın temsilcisi
varmış o zaman. 4K’da en başarılı köy Hacelobası imiş; ikinci köy Kahraman
Köyü.
“4 K projesi 60 ihtilalından
sonra deva etseydi tarımda devrim olurdu” diyor İçöz.
“1959 yılında Didim kampında
seyrettiğimiz bir filmde; Arizona’da nasıl tarım yapıldığını izledik.
Seracılıktan söz ediyordu o zaman. Biz bu gelişmeye ayak uyduramadık.”
“Çiftçilikle ilgili her
eğimi verildi o 4 K programları çerçevesinde” diye anlatıyor İçöz.
“Hayvancılık, sebzecilik,
arıcılık; ipek böcekçiliği eğitimi de verildi ama kimse yapmadı o işi. Kepekli
Köprüsünün oradaki dutlar o amaçla ekilmişti ama yapan olmadı. Ziraat
Teknisyeni Ali Rıza Bey köylülere konserveciliği öğretti o zaman.”
“İlçe Tarım Müdürü Orhan
Bey, Kahramanköy’ün Kepeklinin oradaki merasını Islah Tarım statüsüne aldırdı.
İl Tarım Müdürü Bahri Tağdaş (1965-69 Dönemi Tarım Bakanı) Aydın İline ilk
Meksika Buğdayını getirdi. Halk esmer rengi yüzünden beğenmedi o buğdayı.”
Ziraat Odası’na ihtiyaç duyulması
Modern tarım ve hayvancılık
sektörünün gelişmesi, değişen dünya düzenine ayak uydurmada çiftçinin ve
üreticinin önünün açılması için yapılan hamlelerden biri de Ziraat Odalarının
kurulma çalışmaları ve faaliyete geçmesidir.
Bu kapsamda yapılan
çalışmaların başında gelen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı atılımları da
semeresini göstermiş ve yukarıda da belirtildiği gibi 1957 yılında Ziraat
Odaları Kanunu çıkartılmış ve resmen kurulmuştur. Bazı olumsuzluklar nedeniyle
yasanın öngördüğü değişim ve gelişimler beklenen serilikte gerçekleşememiştir.
Duraklama süresi sonrasında 1963 yılında aktif olarak faaliyete geçen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) çalışmaları hız kazanmış ve işlerliliği düzene oturmuştur. Seri bir örgütlenme sürecine geçilmesi olumlu etkisini göstermiş ve kısa sürede İl ve İlçelerde kurulan örgütler faaliyete geçmiştir. Yine yukarıda belirtildiği gibi Çine Ziraat Odası 1964 yılında İsmali Çelik Başkanlığında kurulmuştur.
1964/1965
Başkan: İsmail Çelik
Başkan Vekili: Ahmet Yıldız
Muhasip Üye: Hidayet Alkan
Üye: Ali Rıza Yılmaz
Üye: Halil İbrahim Sezer
Üye: Erdoğan Öncü
Üye: Ali Ertaş
1965/1967
Başkan: Ali Rıza Kağnıcı
Başkan Vekili: İsmail Çelik
Muhasip Üye: Hidayet Alkan
Üye: Erdoğan Öncü
Üye: Ali Rıza Bayram
Üye: Halil İbrahim Sezer
Üye: Dursun Ankara
1967/1971
Başkan: Ali Rıza Kağnıcı
Başkan Vekili: Ali Rıza
Bayram
Muhasip Üye: Hasan Baldan
Üye: Mehmet Özkan
Üye: Hamit Yüksel
Üye: Mustafa Karabacak
Üye: Nazmi Demir
1971/1973
Başkan: Ali Rıza Kağnıcı
Başkan Vekili: Hasan Baldan
Muhasip Üye: Dursun Ankara
Üye: İrfan Eroğlu
Üye: Nihat Demir
Üye: Ali Kahraman
Üye: Nazmi Candan
1973/1980
Başkan: Ali Rıza Kağnıcı
Başkan Vekili: Hasan Baldan
Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz
Üye: Nazmi Candan
Üye: Muharrem Ataköy
Üye: Ali Rıza Demir
Üye: Süleyman Saldı
1980/1989
Başkan: Ali Rıza Kağnıcı
Başkan Vekili: Hasan Baldan
Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz
Üye: Kamil Kahraman
Üye: Muharrem Ataköy
Üye: Ali Rıza Demir
Üye: Süleyman Saldı
1989/1992
Başkan: Ali Rıza Kağnıcı
Başkan Vekili: Durmuş Kılcı
Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz
Üye: Salim Gültekin
Üye: Dursun Ankara
Üye: Süleyman Gürkaş
Üye: Mehmet Ali Gönezer
1992/1997
Başkan: Ali Rıza Kağnıcı
Başkan Vekili: Durmuş Kılcı
Muhasip Üye: Nurittin Yılmaz
Üye: Mehmet Ali Gönezer
Üye: Salim Gültekin
Üye: Süleyman Gürkaş
Üye: Nedim Kasap
1997/2001
Başkan: Nurittin Yılmaz
Başkan Vekili: Durmuş Kılcı
Muhasip Üye: Mehmet Ali
Gönezer
Üye: Dursun Ankara
Üye: Nedim Kasap
Üye: Salim Gültekin
Üye: Erdoğan Öncü
Üye: Hakkı Tuna (Erdoğan
Öncü yerine)
2001 (Şubat / Temmuz)
Başkan: Ekrem Erol
Başkan Vekili: İbrahim
Soğukkuyu
Muhasip Üye: Mustafa Battal
Üye: Ahmet Cemal Çınar
Üye: Rifat Sevim
Üye: Mehmet Bal
Üye: Davut Çetin
2001/2003
Başkan: Davut Çetin
Başkan Vekili: İbrahim
Soğukkuyu
Muhasip Üye: Mustafa Battal
Üye: A. Cemal Çınar
Üye: Rifat Sevim
Üye: Ekrem Erol
Üye: Mehmet Bal
Üye: Melih Koyuncuoğlu (Ekren
Erol yerine)
2003/2007
Başkan: Davut Çetin
Başkan Vekili: İbrahim
Soğukkuyu
Muhasip Üye: Mustafa Battal
Üye: Mustafa Aksoy
Üye: Mehmet Akkavak
Üye: Adnan Alkan
Üye: Mehmet Bal
2007/2011
Başkan: Mehmet Bal
Başkan Vekili: Mehmet
Akkavak
Muhasip Üye: Mustafa Battal
Üye: Mustafa Aksoy
Üye: Ercan Kaya
Üye: İsa Savaş
Üye: Ömer İşçi
2011/2015
Başkan: Osman EŞİYOK
Başkan Vekili: Gültekin
CELEP
Muhasip Üye: Cevdet ARSLAN
Üye: Adnan ALKAN
Üye: Özkan ÇİÇEK
Üye: İbrahim DÖNMEZ
Üye: Mehmet Yaşar DEMİR
2015/2019
Başkan: Özkan ATIGAN
Başkan Vekili: Mehmet BAL
Muhasip Üye: Mehmet ÜSTÜNTAŞ
Üye: Ercan KAYA
Üye: Kamil ÇELİK
Üye: Sadullah ÖZKUL
Üye: Sefa ALP
2019/……..
Başkan: Osman EŞİYOK
Başkan Vekili: Halis TUTUGAN
Muhasip Üye: Tugay İGCİ
Üye: Özkan ÇİÇEK
Üye: Nevzat KAHRAMAN
Üye: Kenan ŞAHİN
Üye: Mustafa DÖNMEZ
Osman EŞİYOK- Yönetim Kurulu Başkanı (Özgeçmiş)
1960 Aydın İli Çine ilçesine
bağlı Umurköy doğumlu. İlk öğrenimini Umurköy İlkokulunda, Ortaöğrenimini Çine
Lisesinde tamamladıktan sonra Isparta Eğitim Enstitüsüne kazanmış ve 1980
yılında Matematik Öğretmeni olarak mezun olmuş. 1982 yılında Konya’da Öğretmenliğe
başlamış ve 25 yıl görev yaptıktan sonra 2007 yılında Çine Namık Kemal
İlkokulundan emekli olmuş. 2011-2015
yılları arası Çine Ziraat Odası
Başkanlığı yaptı ve 26.02.2019 tarihinden beri tekrar Çine Ziraat Odası Başkanı
olarak görevini yürütmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Aktif olarak
büyükbaş hayvancılık yapmaktadır.
Çine Ziraat Odası Meclisi
Tarihi
1964/1965
Başkan: Durmuş Karaköse
Başkan Vekili: Ali Rıza
Yılmaz
1965/1968
Başkan: Ali Rıza Yılmaz
Başkan Vekili: Hamit Kaya
1968/1971
Başkan: Salih Zeki Cengiz
Başkan Vekili: Hamit Kaya
1971/1981
Başkan: Hamit Kaya
Başkan Vekili: Süleyman
Saldı
1981/1984
Başkan: Raşit Kalkan
Başkan Vekili: Ali Kahraman
1984/1988
Başkan: Cavit Ancın
Başkan Vekili: Süleyman
Gürkaş
1988/1992
Başkan: Nedim Kasap
Başkan Vekili: Hidayet
Merdin
1992/1994
Başkan: Mustafa Aydemir
Başkan Vekili: Hasan Fehmi
Çelik
1994/1997
Başkan: Erdoğan Öncü
Başkan Vekili: Hasan Fehmi
Çelik
1997/1998
Başkan: Hakkı Tuna
Başkan Vekili: Mustafa Güler
1998/2001
Başkan: Mustafa Aksoy
Başkan Vekili: Mustafa Güler
2001/2003
Başkan: Hasan Fehmi Çelik
Başkan Vekili: Mehmet
Akkavak
2003/2007
Başkan: İsa Ural
Başkan Vekili: Nihat Önel
2007/2011
Başkan: Salih Gökbel
Başkan Vekili: Hasan Yıldız
2011/2015
Başkan: Hasan YILDIZ
Başkan Vekili: Bekir ABALI
2015/2019
Başkan: Salih Gökbel
Başkan Vekili: Tugay İGCİ
2019/……..
Başkan: Hasan YILDIZ
Başkan Vekili: Ahmet BOZKURT
Çine Toptancı Sebze ve Meyve Hali
Türkiye genelinde toplam 196
adet meyve ve sebze hali bulunmaktadır. Bu hallerden İstanbul Bayrampaşa ve
Bozkurlar’daki toptancı halleri İstanbul Belediyesi denetiminde olan özel
hallerdir. Denizli Toptancı Hali, Denizli Belediyesine ait olan Bel-Taş tarafından
işletilen bir haldir.
Diğer toptancı hali olarak
işletilen yerlerin tamamı Belediyelere aittir. Yalnızca Çine Toptancı Hali Çine
Ziraat Odası’na aittir. Kısacası, Türkiye’de Ziraat Odası tarafından işletilen
tek hal, Çine Sebze ve Meyve Hali’dir.
27 Temmuz 2009 tarihinde
faaliyete başlayan Çine Ziraat Odası Toptancı Sebze ve Meyve Hali Aydın Muğla
Karayolu üzerinde bulunmaktadır.
Çine’nin Aydın çıkışında
bulunan tesislerde Hal Müdürü olarak Mustafa Çıvgın görev yapmaktadır. Ayrıca
kantar görevlisi Ramazan Kaya, Belediye Zabıta Memuru Sevgi İnel ve Çine
Ticaret Lisesinden 2 öğrenci stajyer olarak çalışmaktadır.
Çine Ziraat Odası Hal tesis
işletmesi; Gıda, Tarım, Hayvancılık, İthalat, İhracat Sanayi ve Ticaret Limitet
Şirketi tarafından işletiliyor. Gerçek kimliği ile Toptancı Hali ama daha çok
Üretici Pazarı konumunda.
Salı ve Çarşamba günleri tam
bir üretici pazarı görüntüsüne bürünüyor.
“ÇKS’sini yaptıran her
üretici, ürettiği malı burada satabilir” diyor Hal Müdürü Mustafa Çıvgın.
“Mevsimine göre neyi
üretiyorsa, getirip burada satabilir. Salı ve Çarşamba günleri traktörüne
yüklediği sebze ve meyveyi burada satışa sunuyorlar. Gelen her malın bir
alıcısı oluyor. Aklınıza ne tür sebze geliyorsa burada bulabilirsiniz. Kış
aylarında marul, lahana, karnabahar, havuç, pırasa, taze soğan, bakla, bezelye,
maydanoz, tere, roka… Bölgemizde üretilen her sebzeyi burada bulabiliyorsunuz.”
Hal’in yerleşim şekli
Çine Toptancı Sebze ve Meyve
Hal tesislerinin
Toplam 1210 metrekarelik
kapalı alanı bulunan tesislerde mevcut 10 meyve ve sebze tüccarı ve 4 tüzel
kişilik ticari faaliyette bulunmaktadır. Toptancı hal ve dükkânlar haftanın her
günü açık tutulmaktadır.
Halin karayoluna yakın olan
açık bölüm Halk Pazarı olarak hizmet vermektedir.
“Tüccarlara tahsis edilen
alanlarda faaliyet gösteren toptancılar ülke geneline mal sevkiyatı yapıyor” d
“17 tüccar üreticiye hizmet veriyor. Haftanın her günü burada mal bulmanız mümkün. Bölgenin üretim çeşitliliği dışında, ülkenin dört bir yanından getirilen sebze ve meyveleri burada pazarlıyorlar. Çine meyve sebze pazarında ne satılıyorsa, burada o maddeleri toptan alma şansına sahipsiniz. Diğer yandan tesisimizdeki kantar halka açık hizmet vermektedir. Halimizin bir duvarı, kilitli bir kapısı yok. Biz üreten herkese hizmet veriyoruz; herkese açığız.”
Çine Ziraat Odası kuruluş
tarihi: 15 Haziran 1964
Çine Ziraat odası 15 Haziran
1964 tarihinde kurulmuştur.
Odanın kuruluşunu
gerçekleştiren ve ilk oluşan Yönetim Kurulunun Başkanı İsmail Çelik Bahçearası
Delegesidir.
Başkan Vekili Ahmet Yıldız
Bölüntü Delegesidir.
Üyelerden Hidayet Alkan
Çaltı, İbrahim Sezer Dorumlar, Ali Rıza Yılmaz Çöğürlük, Ali Ertaş Soğukoluk,
Erdoğan Öncü Kahraman Köyü Delegesidir.
Bu insanlar; o dönemde bir
araya gelerek, ellerini taşın altına koymuşlar ve bir şeyler yapmaya
çalışmışlardır. Bilinçsiz, ne ekip biçtiğini bilmeyen, ürettiğin satmak için
pazar bulmakta zorlanan çiftçileri bir araya getirmek için çıktıkları yolda
onların yanında olanlar da tarihsel anlamda anılmaya değer insanlardır.
Hiçbiri hayatta değil.
Onlar, tarihsel anlamda bir
şeyleri hak eden insanlar. İnanıyoruz ki tarih onlara hak ettiklerini
verecektir. Çine’nin en büyük sivil toplum kuruluşu niteliği taşıyan Çine
Ziraat Odası’nın temelini atan bu insanları unutmamak gerektiğini düşünüyoruz
ve hepsini saygıyla anıyoruz.
İsmail Çelik:
Çine Ziraat Odasının Kurucu
Başkanı olan İsmail Çelik
Ahmet Yıldız
1932 Dereli doğumlu olan
(Hafız) Ahmet Yıldız, Hacı Hafızın Mustafa ile Mustafa Kızı Ayşe’nin oğlu.
İlkokul mezunu olan Yıldız
1950 yılında Soğancılar Mahallesinden Tarhanlardan Ahmet’in (Tarhan) Kızı
Safiye ile evlendi. 3’ü kız 5 çocuk sahibi olan Yıldız’ın 8 torunu, 2 torun
çocuğu vardır.
1994 yılında emekli olan
Ahmet Yıldız, 1999 yılında, Eşi Safiye Yıldız da 2009’da vefat etti.
Yaşantısı boyunca zeytin ve
zeytinyağı işi ile uğraşan Hafız Ahmet Yıldız, Çine’de salamura zeytin işine
başlayan (1963) ilk insanlardan biri olarak biliniyor.
Babasına ait Dereli
Köyündeki zeytinyağı fabrikasında uzun yıllar yöneticilik yapan Yıldız, 1996
yılında mevcut fabrikayı modernleştirmiş ve kontini zeytinyağı fabrikası
kurmuştur.
Hidayet Alkan
Çine Sağlık (Ancın) Köyünden
göçme Mustafa Oğlu Mehmet Ağa’nın Oğlu olarak bilinen Hidayet Alkan 1917
doğumlu. Alkan’ın annesi, Güneyler Sülalesinden Hamide.
Demokrat Parti ve Adalet
Parti’de uzun yıllar siyaset yapan ve Çine’de iyi bir kişilik olarak tanınan
Çaltılı Rafet’in Ağabeyi olan Hidayet Alkan, ilkokul mezunu ve iyi derecede
Osmanlıca biliyordu.
1942 yılında Soğancılar
Mahallesinden Arif (Tarhan) Hoca’nın Kızı Hatice ile evlenen Alkan’ın 2’si kız,
4 çocuğu; 7 torunu ve 8 torun çocuğu bulunuyor.
1996 yılında vefat eden
Hidayet Alkan’ın mezarı Çaltı Köyü mezarlığında bulunmaktadır. Eşi Hatice Alkan
2002 yılında vefat etmiştir.
Hidayet Alkan, uzun yıllar
tahsildarlık görevinde bulunmuştur. Tahsildarlık görevi süresince halk ile
Hükümet’in çıkarlarını korumada denge unsuru oluşturmaya çalışmasıyla anılan
Alkan, yaşayıp öldüğü Çaltı Köyü ve çevre köylerde saygın bir kişiliğe sahip
biriydi. Alkan, yine çok uzun yıllar köy kâtipliği görevinde bulunmuştur.
40’dan fazla köyün defterlerini tutan ve köylerin her türlü işini gören Alkan
Çine tarihinde ‘Duayen Köy Kâtibi’ olarak anılıyor.
Hidayet Alkan Çine Ziraat
Odası Kurucu Yönetim Kurulu’nun Muhasip Üyesiydi.
Halil İbrahim Sezer:
1907 Çine Dorumlar Köyü
doğumlu olan Halil İbrahim Sezer, İsmali Çelik’in oluşturduğu Çine Ziraat Odası
Kurucu Yönetim Kurulunun bir başka ismi.
Halil İbrahim Sezer,
Dorumlar Eşrafından Hacı Karadayıoğlu Hüseyin’in oğlu. Özeren Köyünden
Nazaroğlu İbrahim Kızı Hasibe ile 2. evliliğini yapan İbrahim Sezer’in 2’si kız
3 çocuğu bulunuyor.
Erdoğan Öncü
Çine Ziraat Odası tarihinin
önemli ve renkli simalarından biri olan Erdoğan Öncü Kahramanköy delegesi.
Öncü, 1932 yılında doğdu.
Pembelerden Şerif Ali ile
Ali Ağalardan Murat’ın oğlu olan Öncü; 1956 yılında evlendi ve 2’si kız 5 çocuk
babasıdır.
1997 yılında vefa eden Öncü
çiftçilik ve hayvancılığın yanı sıra değişik mesleklerde de çalışmıştır. 1962
yılında yapımı tamamlanan Kepekli Köprüsü inşaatında kaynak ustası olarak
çalışması onun çok yönlü kişiliğinin en iyi anlatımıdır.
İsmail Çelik ile birlikte
Çine Ziraat Odasının kurucuları arasında bulunan Ali Rıza Yılmaz, 1914 doğumlu
ve Çöğürlük Köyünden Hacı Şekerciler Sülalesinden. Aynı Köyden Aloğullarından
Süleyman Uyar’ın kızı Fatma ile evlenmiş. 3’ü kız, 6 çocukları olmuş. Ali Rıza
Yılmaz 1986 yılında vefat etmiş. Eşi Fatma, ondan önce, 1982’de vefat etmiş.
“Demokrat, uyanık bir zengin
çocuğuymuş Babam” diyor Hacı Nurettin Yılmaz.
“Alabildiğine hareketli ve
dürüst bir insandı.”
Nurettin Yılmaz Babasının,
yaşantısı boyunca çiftçilik yaptığını söylüyor.
“Modern bir çiftçiydi”
diyor.
“Çine’ye ilk mazotlu
traktörü Babam getirdi. 1951 yılında FORDSON marka bir traktör getirdi Çine’ye.
Çine’ye ilk silajlık mısırı getiren adam da Ali Rıza Yılmaz’dır. Babam,
zeytincilik yapar, mısır ve pamuk ekerdi. Bu işleri modern şekliyle, o zamanın
en gelişmiş teknolojisiyle yapar, en yüksek verimi almaya çalışır ve alırdı.
Tarımda örnek olmayı severdi; öğrendiklerini, duyduklarını ve gördüklerini
çevresine anlatmayı, paylaşmayı severdi.”
Nurettin Yılmaz, Babasının
iyi silah kullanan biri olduğunu söylemeyi de unutmuyor.
“Babam belinden eksik
etmediği silahı çok iyi kullanırdı. Deyim yerindeyse, metrelerce uzaklıktaki
meteliği ortasından vurabilecek kadar iyi nişancıydı.”
Ali Ertaş:
İsmail Çelik’in oluşturduğu
yönetimdeki bir başka isim de Soğukoluk Köyünden Ali Ertaş.
1326 (1911) doğumlu olan Ali
Ertaş, Molla Ali Oğlu olarak biliniyor. Babasından gelen lakapla Şeytan başın
Ali olarak anılan Ertaş, aynı köyden Gülizar ile 1935 yılında evlenmiş.
Çocukları olmamış, evlatlık aldıkları bir erkek çocuğu büyütmüşler. 1971
yılında vefat eden Ali Ertaş’ın eşi 1994 yılında vefat etmiş.
Belinden hiç eksik etmediği
silahı ve üstünden inmediği atı ile tanına Ertaş’ın Çine ve Aydın çevresinde
üst düzey birçok dostunun olduğu biliniyor.
1950 yılında Soğukoluk
Köyü’ne bir zeytinyağı fabrikası kurmuş ve bu fabrikayı öldüğü 1971 yılına
kadar, 21 yıl bilfiil çalıştırmıştır.
Ali Ertaş’ın, İsmail
Çelik’in kurucu listesinde yer almasının en büyük nedeni; girişken, geniş
çevresi ve renkli kişiliğiydi.
Tarihçe olarak Çine’de Zahireciler
1930 yıllarında dışarıdan
gelen birkaç kişinin Çine’de ayakta tutmaya çalıştığı zahirecilik zamanla nüfus
olarak doyurucu olması açısından tüccarların uğrak yeri olmuştur.
Kadayıfçı Ali, Davazlı
Mustafa Oğlu Hasan Hüseyin, Mehmet Bay, Osman Bay, İsa Bay, Hasan Güngör, Hamit
Akın, Yusuf İzzettin Fidan, Hüseyin Ergin gibi isimler Çineli zahireciler
olarak adını yazdırmışlardır.
Kızılhisar’dan (Serinhisar)
Deli Hakkı, Hasan Sagıt, Aydın’dan Bayram Yücel, Kahraman Eryılmaz, Ahmet Salcı
ve Dinar’dan Ali Osman Ateş dışarıdan gelerek Çine Pazarında zahire satan
isimlerin başında gelir.
Yukarıdaki isimleri yaş ve
yıl olarak sıraya koymadık. Bu şahıslar, Zahireci Tevfik’in (Okyay) işe başladığı
yıllardan (1940 yıllar) günümüze kadarki zaman içerisinde Çine Lonca’ya (Zahire
Pazarı) gelen ya da burada dükkânı olan tüccarlar.
Bu şunu gösteriyor: Çine,
kurulduğu günden bu güne, kendine yetecek zahireyi (buğday, arpa, yulaf,
çavdar, vb.) yetiştirecek kapasiteye ulaşmamıştır.
Çine Biberi
2003 yılında Denizli’nin
ücra bir mahallesi olan Yunus Emre semt pazarında dolaşıyoruz. Tezgâhın
birinde, genç bir satıcı bağırıyor:
“Çine biberi bir lira.”
Çine biberi…
Kendimize ‘Çine’nin biberi
de mi varmış’ gibilerden sorular sorarak tezgâha yaklaşıyoruz. Tezgâhta
çarliston, etli kırmızı ve sivri biber satılıyor. Tezgâhtara göre üç biberin de
vatanı Çine.
Bu merakımızı gidermek için
bilgi aldığımız kişilerden Ramazan Turpçu;
“Bir zamanlar çarliston
biber denilince Çine akla gelirdi” diyor.
Karakollar Köyü’nde uzun
yıllar biber üretimi yapan ve Karakollar Kalkındırma Kooperatifi Başkanlığı da
yapan çiftçilerimizden, eski Köy Muhtarı Sedat Koyun; “1970’li yıllarda
çarliston biber üretiminin büyük bir miktarını Çine yetiştirirdi, adın Çine’ye
maledilmesinin nedeni budur” diyor.
Biberin cinsi çarliston,
vatanı Çine; nasıl mı oluyor? Bursa kestanesi olduğu gibi oluyor işte.
“Çine sebze cennetiydi”
Çine’nin en eski sebze
komisyoncularından biri Süleyman Turpçu. Kahramanköy’de bu işi yapanların adı
sayılmaya başlandığında ilk anılan isim.
“Babam 1975’de başladı bu
işe” diyor Ramazan Turpçu (51) Çine’de sebzeciliği konuşmaya başladığımızda.
“O zamanlar Çine sebze
cennetiydi. Yazın 2, kışın 4 ay çalışır ve
işi yetiştiremezdik. Kış aylarında lahana, karnabahar, ıspanak, yaz
aylarında çarliston, sivri biber ve patlıcan çekerdik. Ben 1. sınıf defter
tutuyordum, düşünebiliyor musunuz? 2003 yılında, 20 günde Migros’a 80 milyarlık
mal çektiğimi biliyorum.”
“O yıllarda öğle, akşam
yemeğini unuturduk” diyor Turpçu.
“Yanımızda en aç 20 kadın,
4, 5 erkek çalışırdı. Çine Ovası üretim açısından sebzeye kaymıştı. Kış
sonlarında Antalyalı seracılar; ‘Çine biberi bir hafta sonra çıksın’ diye dua
ederlerdi. Çünkü bizim biber çıktığında onların biberi serada kalırdı. Artık
sebze üretimi yok. Çiftçimiz kendini yenilemedi. Birlik ve beraberlik yok
Çine’de. Bilinçli üretim yapılmıyor. Bütün bunlar Çine’nin sebze
imparatorluğunu yok etti.”
Meyvecilik
1960’lı yıllarda Çine’de
meyvecilik denildiğinde akla ilk gelenler; kestane ve ceviz olurdu. Armut,
badem, nar ve yaban armudu (ahlât) gibi ürünler dışında meyve yetiştiriciliği
yoktu o dönemlerde.
1970’lerin sonlarında
Kuruköy’de şeftali üretimine başlandı.
“1970’ler Çine’de modern meyveciliğin
başlama tarihidir” diyor Soner Kılcı.
“Budama, ilaçlama, gübreleme
bilinçli yapılmaya başlandı. Bölgeye ilk şeftaliyi getirenler Osman Atik,
Durmuş Ali Turgut ve Durmuş Kılcı olmuştur. Kayısı ve İtalyan eriği ekimleri da
o yıllara denk düşer. Üretilen meyveler Muğla, Milas, Yatağan, Muğla Akyol,
Leyne, Marmaris gibi yerlerde satılmaya başlandı. Şekerpare, kayısı, kiraz,
vişne ve böğürtlen üretimine başlanması da aynı döneme denk düşer. Hicaz narı
da 2000’lerde revaçta olmaya başlandı.”
Elma
“Madran’ın iki tür elması
vardı” diyor Habib Coşkun.
“Haziran ayında gelen, yaz
elması dediğimiz bir elmamız vardı. O ağaçtan 8, 10 kadar vardı yaylada. Hala
var mı bilmiyorum ama yenileri ekilmediği için o elma türü yok olmak üzere. Bir
de deli elma dediğimiz kış elması vardı. Sonbahara doğru, havalar soğumaya
başlandığında hasadı yapılırdı. Olgunlaşması ocak, şubat ayının bulurdu bu ekşi
elmanın. Mayıs ayına kadar tüketilirdi. Şimdi de var bu elmalar ama ekonomik
olmaması nedeniyle dikimi yapılmıyor.”
1980’li yıllarda modern
meyveciliğe geçmiş Madran Köylüleri.
“Amasya ekilmeye başlandı
1980’lerde” diyor Coşkun.
“Amasya’dan sonra sarı ve
kırmızı türleri ekildi. Şu anda ticari amaçla yapılan yetiştiricilik bir sektör
oldu. Madran Yaylalarında onbinlerce kök elma bulunuyor. Türkiye’nin dört bir
yanına elma pazarlanıyor. Son yıllarda gübresiz, ilaçsız, organik elma
üretimine başlandı ve pazarda kendine has bir pay edindi Çine Elması.
Yaylalardaki boş alanlar bir çeşit elma cenneti konumuna geldi.”
1965 / 1967 Yönetim Kurulu Üyeleri
Başkan Ali Rıza Kağnıcı
Çine,
Başkan Vekili İsmail Çelik
Bahçearası Köyü,
Muhasip Üye Hidayet Alkan Çaltı Köyü,
Erdoğan Öncü Kahramanköy,
Ali Rıza Bayram Kasar Köyü,
İbrahim Gezer Dorumlar Köyü,
Dursun Ankara Yolboyu Köyü delegesidir.
Ali Rıza Kağnıcı
1916 Çine Sarıoğlu Mahallesi
doğumlu olan Ali Rıza Kağnıcı, Sarıoğlu Mahallesinden Hacı Mustafa ile Ali Kızı
Hafize’nin oğlu.
İlkokul mezunu olan Kağnıcı
1946 yılında Akçaova’dan Niyazlar Sülalesinden Mustafa Hakkı Kızı Havva ile
evlendi. 1’i kız, 5 çocuk babası olan Kağnıcı, 10 torun, 2 torun çocuğu sahibi.
Yaşam boyu çiftçilik ile
uğraşan Kağnıcı, Çine Ziraat Odası’nın oluşum sürecinin en önemli isimlerinden
biridir.
A. Rıza Kağnıcı bir dönem
Milli Aydın Bankası yönetim kurulunda görev almıştır.
İsmail Yalçın, A. Rıza
Kağnıcı’yı şöyle anlatıyor:
“8 yıl birlikte çalıştık. O
günlerde yoğun değildik. Ali Rıza Kağnıcı’ya aşırı saygı gösterirlerdi. Gören
elini öperdi. Arkasından konuşanlar oluyordu ama karşılaştıklarında kimse
ağzını açıp yüzüne tek söz söyleyemezdi.
“Pazartesi ve perşembe
günleri Oda’ya gelirdi. Eskiden köylere gittiğimiz zamanlarda kendimizi çok
kötü hissederdik. ‘Allah bu işin başına kimseyi muhtaç etmesin’ diye dua
ettiğimiz zaman olurdu. Odanın o zamanlar bir önemi yoktu. Önem olmayınca ilgi
de olmuyor, olmazdı. Gereksiz bir birim gözüyle bakılıyordu.
“Kimse delege seçilmek
istemezdi. Yılda 50 lira aidat parası alıyorduk o zamanlar. Herkese yük gelirdi
bu para. Şimdi belirlenen aidat düzenli olmasa da ödeniyor. Ödeniyor, çünkü
insanlar Oda’ya verdikleri paranın katlarca fazlasını geri alıyor. Oda’ya üye
olmak şimdi gerekli; o zamanlar değildi. Ali Rıza Kağnıcı o dönemlerin
Başkanıydı.“
Ali Rıza Bayram
Ali Rıza Bayram, 1921
yılında Kasar Köyünde doğdu. Sarı Yusuf Oğlu Mustafa’nın ve Hamzabali’den Hacı
Mahmut Kızı Fatma’nın oğlu.
İlkokul mezunu olan Bayram,
1939 yılında Kasar Köyü Kulaksızlar Mahallesinden Ali Efe’nin (Mehmet Kulaksız)
Kızı Fatma ile evlendi. 2’si kız, 4 çocuk sahibi.
2002 yılında vefat eden Ali
Rıza Bayram’ın eşi Fatma da 2007 yılında vefat etti.
Yaşantısı boyunca
hayvancılık ve zeytin işiyle uğraşan Ali Rıza Bayram, 25 yıla yakın zaman
zeytinyağı fabrikası işletmeciliği yaptı.
1975 yılında emekli olan
Bayram, 20 yıl Kasar Köyünde muhtarlık yaptı.
Köyde ve çevresinde sözü
geçen, hatırı sayılır kişiliğiyle anılan Ali Rıza Bayram, Demokrat Parti ve
Adalet Partisi kökenli bir siyasetçiydi. Girdiği kapıdan istediğini almadan
çıkmayan kişiliği ile de bilinen Bayram’ın mezarı Kasar Köyü mezarlığındadır.
Dursun Ankara
Dursun Ankara 1934 doğumlu.
Savaş zamanı Ankara Keçiören’den Aydın’a gelen, o nedenle Ankaralı Kadir adıyla
anılan bin yetimin oğlu Dursun Ankara.
Ortaokul mezunu olan Ankara,
1953 yılında Bucak Köyünden Hayrullah Nergiz’in kızı Halime ile evlendi. 2’si
erkek 5 çocuk sahibi.
Askerlik öncesi Aydın’da
Şahinlerin yanında pamuk alım satım işi ile uğraşan Ankara, askerden geldikten
sonra Çine merkeze Aygaz, mobilet, gübre bayiliği dükkânı açtı. Aynı zamanda
hayvancılıkla uğraşan Dursun Ankara 2004 yılında vefat etti.
1967 / 1971 Yönetim Kurulu Üyeleri
Başkan Ali Rıza Kağnıcı
Çine,
Başkan Vekili Ali Rıza
Bayram Kasar Köyü,
Muhasip Üye Hasan Baldan
Gökyaka Köyü,
Mehmet Özkan Gökyaka Köyü,
Hamit Yüksel Güney Köyü,
Mustafa Karabacak Akçaova,
Nazmi Demir Ünlüce Köyü delegesidir.
Hasan Baldan
1926 yılında Gökyaka Köyünde
doğan Hasan Baldan çevre köylerde Gara Hasan olarak bilinirdi. Gökyaka Köyünde
Hasan Kadılar Mahallesi adıyla anılan mahalleye de adını veren Kadılar
Sülalesinden Süleyman Efendioğlunun oğludur.
1955 yılında Eminler
Sülalesinden Kamil Çetinkaya’nın Kızı Mahide ile evlenen Baldan’ın 1’i kız 4
çocuğu bulunuyor.
Uzun yıllar (1963-1977)
Gökyaka Köyünde muhtarlık yapan Hasan Baldan, hayvancılık ve çiftçilik (mısır,
pamuk, vs.) yapmıştır.
Hasan Baldan 1995 yılında vefat etmiştir.
Mehmet Özkan
1927 yılında doğan Mehmet
Özkan, Kör Mıstan’ın (Seydi Beşir Esirlerindendir ve askerden kör olarak gelmiş
ve ömrü boyunca kör yaşamıştır) Mustafa ile Arap’ın Mehmet’in Kızı Raziye’nin
oğlu.
Okuryazar olan Mehmet Özkan,
1946 yılında Gökyaka Eski Muhtarı Osman Uygur’un Kızı Aliye ile evlendi. 3’ü
kız, 7 çocuğu olan Özkan’ın 16 torunu, 22 torun çocuğu bulunmaktadır.
Eşi Aliye 2005 yılında,
kendisi 2012 yılında vefat etmiştir.
Mehmet Özkan, bölgede ün
salmış bir celepti. Kara Ali, Ali Rıza Tosun, Çataltaşlı Hamit gibi bölgede adı
bilinen bir celeplerle birlikte hayvan ticareti ile uğraşmıştır.
“Suriye’ye hayvan ihracatı
yaptıklarını anlatırdı” diyor torunu Yakup.
Babasının kör olması ve evin
en büyük çocuğu olması nedeniyle diğer kardeşlerini hepsinin evliliğini
yaptırtmıştır.
Celepliğin yanı sıra çiftçilik de ( mısır,
pamuk ekmiş, zeytin yetiştiriciliği yapmıştır) yapan Mehmet Özkan, Çine
bölgesinde kapalı dam besiciliği yapan ilk insan olarak bilinmektedir.
Hamit Yüksel
Hamit Yüksel, Çine Ziraat
Odası kayıtlara geçen, Karpuzlu’dan ilk ve tek Yönetim Kurul Üyesi.
1928 yılında Karpuzlu
İlçesi, Güney Köyü’nde doğdu. Karadeli’nin İsmail’in ve Ulukonak Köyünden
Tepeli’nin Naime’nin oğlu.
İlkokul mezunu olan Hamit
Yüksel, 1950 yılında yine Güney Köyü Çataltaş Mahallesinden Emmiciklerin
Kerim’in (Özpınar) Elif ile evlendi. 3’ü kız, 4 çocuk babası olan Yüksel’in 11
torunu, 18 torun çocuğu bulunuyor.
Renkli bir kişiliği olan
Hamit Yüksel 1971 yılına kadar celeplik mesleğini icra etti. Çine ve Karpuzlu
bölgesinden topladığı büyükbaş hayvanları Yunanlı Tüccar Niko (soyadını
hatırlayamıyor) aracılığı ile Yunanistan’a sevk ediyordu.
İzmirli Kasaplardan Hasan
Çağırtekin, Köylü Kardeşler, Hasan ve Mehmet Yaslı, İsmail Soydan ve Bayram
Akkuş gibi ünlülerle çalıştı.
1987 yılında emekli olan
Hamit Yüksel, işini oğlu Nedim’e bıraktı.
Karpuzlu Bölgesinde
Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlılığı ve sempatisiyle bilinen Yüksel, ilerleyen
yaşına rağmen hala CHP içinde aktif rol oynamaktadır.
İzmir eski Belediye Başkanı
Yüksel Çakmur ile yakın dostluğu bilinen Yüksel, şu anda Karpuzlu CHP İlçe
Başkanı Kerim Yüksel’in dedesidir.
Mustafa Karabacak
1933 doğumlu olan Mustafa Karabacak,
Karabacağın Mehmet ile Bekârlar Mahallesinden Veli Say Kızı Gülizar’ın oğlu.
İlkokul mezunu olan
Karabacak, 1953 yılında Hacıköseler’den Muharrem Kapantaş Kızı Muzaffer ile
evlendi. 3’ü kız 8 çocuk sahibi olan Karabacak’ın 17 torun, 4 torun çocuğu
bulunuyor.
Çiftçilik, zeytin ve
zeytinyağı işi ile uğraşan ve 1996 yılında emekli olan Karabacak, uzun yıllar
Bekârlar Mahallesinde Babasına ait olan zeytinyağı fabrikasının başında
bulundu. Daha sonra Akçaova merkeze kontini bir fabrika kurmuş ve onu işletmiştir.
Karabacak siyasetin içinde
olan bir insan olarak tanınıyor.
1956 yılında Demokrat Parti
Akçaova Ocak, 57’de Bucak Başkanı oldu.
Adalet Parti Çine İlçe
Teşkilatının kuruluşunda Ali Dinçer, Fuat Soydan gibi kişilerle birlikte
hareket etti.
1965 yılında Nahiye Muhtarı
seçildi.
1973-77 yıllarında İl Genel
Meclisine seçildi.
1984 -1994 yılları arasında
Akçaova Belde Belediye Başkanlığı yapan Mustafa Karabacak, Akçaova’da
yaşamaktadır.
(Not: Mustafa Karabacak
ilerleyen zamanda uzun soluk anlatılacaktır.)
Nazmi Demir
1932 yılında Çine Ünlüce
Köyü’nde doğan Nazmi Demir, eski Karakol Çavuşlarından Mehmet Ali ile
Karakulağın Kızı Hatice’nin Oğlu. 1953 yılında Soğancılar’dan Çalıkların
Şakir’in (Atar) Kızı Esma ile evlendi. Demir’in 3’ü kız, 5 çocuğu, 11 torunu ve
4 torun çocuğu bulunuyor.
İlkokul mezunu olan Nazmi
Demir, çiftçiliğin (pamuk, mısır, tütün, sebze) yanı sıra hayvancılık yaparak
yaşantısını sürdürdü.
Sakin, kendi halinde bir
kişilik sahibi olan Demir, yaşantısı boyunca günlük gazeteleri yakından takip
eden, sohbeti dinlenen bir insan olarak anılıyor.
“Nazmi Demir, adından büyük
bir adamdı” diye anlatılması, onun çevresi tarafından değer verilen biri
olduğunu göstermektedir.
Nazmi Demir 1984 yılında
vefat etti.
1971 / 1973 Yönetim Kurulu Üyeleri
Başkan Ali Rıza Kağnıcı
Çine,
Başkan Vekili Hasan Baldan
Gökyaka Köyü,
Muhasip Üye Dursun Ankara
Yolboyu Köyü,
İrfan Eroğlu Çine,
Nihat Demir Kızılgüney Köyü,
Ali Kahraman Kadılar Köyü,
Nazmi Candan Saraçlar Köyü delegesidir.
İrfan Eroğlu
Molla Osman’ın Oğlu olan
İrfan Eroğlu 1930 doğumlu. Anne adı Havva olan Eroğlu ilkokul mezunu.
1962 yılında, Yusuf
Şahinlerin de akrabası olan, Akseki’den gelme, Bayındırlı Nermin ile evlendi. 2
çocuğu bulunuyor.
Çine’de yaşayıp, 1978’de
vefat eden Eroğlu, çiftçiliğin (pamuk üretti ve zeytincilik yaptı) yanı sıra
otobüs işletmeciliği de yapmıştır.
Nihat Demir
Kızılgüney Köyü’nden Hafız
Efendi Oğlu Hafız Emin ile Molla Yusuf (Güney) Kızı Kübra’nın oğlu olan Nihat
Demir 1937 yılında doğdu.
1967 yılında, Kızılgüney
Köyü’nden Hoca Abidin (Yıldırım) Kızı Münevver ile evlenen Demir’in 3’ü kız, 4
çocuğu bulunmaktadır.
Büyükbaş hayvan üretimi ve
celepliğin yanı sıra, çiftçilik (zeytin, pamuk. Mısır üretimi) de yapan Demir,
ürettiği zeytini salamura olarak geliştirip satan ilk köylülerden biri olarak
bilinmektedir.
Nihat Demir 2006 yılında
vefat etmiştir.
Ali Kahraman
Çine Akçaova Beldesi Kadılar
Köyünden olan Ali Kahraman, 1926 yılında doğdu. Kahraman, Hacıalilerin Emin
(Orhan) ile Fadime’nin oğludur.
1951 Molla İbrahim Hoca’nın
Kızı Mevlüde ile evlenen Kahraman’ın eşi 1998 yılında vefat etmiştir.
Çiftçilik ve hayvancılık
yapan Ali Kahraman’ın asıl mesleği iğneciliktir. Askerde Sıhhiye olan Kahraman,
köyünde ve çevre köylerde uzun yıllar iğnecilik yapmıştır.
Nazmi Candan
Saraçlar Köyü Delegesi olan
Nazmi Candan 1929 doğumludur. Karaimamın Mehmet ile Hırladan Ali Kızı
Hatice’nin oğludur.
İlkokul mezunu olan Candan,
1952 yılında Koca Ali’nin (Acar) Kızı Zeynep ile evlendi. 2’si kız 4 çocuğu
olan Candan’ın 6 torunu, 2 torun çocuğu bulunmaktadır.
1996 yılında vefat eden Nazmi Candan, uzun
yıllar Saraçlar Köyü muhtarı olarak görev yapmıştır.
1973 / 1980 Yönetim Kurulu Üyeleri
Başkan Ali Rıza Kağnıcı
Çine,
Başkan Vekili Hasan Baldan
Gökyaka Köyü,
Muhasip Üye Nurittin Yılmaz Çöğürlük,
Muharrem Ataköy Yeni Mahalle,
Nazmi Candan Saraçlar Köyü,
Ali Rıza Demir Kızılgüney Köyü,
Süleyman Saldı Karakollar Köyü delegesidir.
Süleyman Saldı
Karakollar Köyü’nden Abdül
ile Mursallı’dan Celep Kazım’ın (Keskin) Kızı Ümmühan’ın oğlu olan Süleyman
Saldı 1926 yılında doğmuştur.
1971, 1984 yılları arasında
Karakollar Köyü Muhtarlığı yapan Süleyman Saldı, örnek bir çiftçiydi. Fethiye
Göcek’deki Etibank krom madeni tesislerinde uzun yıllar (Kardeşi Niyazi ile
birlikte) kamyon işi yapan Saldı 2006 yılında vefat etmiştir.
Ali Rıza Demir
1933 Kızılgüney Köyü doğumlu
olan Demir, Hafız Emin’in oğlu.
İlkokul mezunu olan Demir,
Hacıhafızoğlu Kızı Aynur ile 1957 yılında evlendi. 3 çocuk sahibi.
2009 yılında vefat eden
Demir, hayvancılık ile uğraştı.
Zeytin üreticisi de olan
Demir, yaz aylarında pamuk, mısır eken bir çiftçiydi.
Muharrem Ataköy;
1934 yılında doğan Muharrem
Ataköy, Mustafa Ağaoğlu Abdülkadir’in oğlu.
1962 yılında Altınova
Köyünden Muhtar Mustafa Açıkgöz’ün kızı ile evlenen Ataköy 2 çocuk sahibi.
Tariş Pamuk Birliği üyesi de olan Ataköy,
çiftçilik ile uğraşıyor. 1957 yılında Demokrat Parti Gençlik Kolları Başkanlığı
görevi de yapan Muharrem Ataköy, tarım sigortası emeklisidir.
Karakollar Köyü Kooperatifi
1970’li yıllarının
ortalarına doğru Çine tarımının tek alternatifi sebzecilikti. Akla gelen iki
köy vardı: Karakollar ile Kahramanköy.
Karakollar Köyü’nden Sedat
Koyun (66) ile sohbetimizde bize Karakollar Köyü Kalkındırma Kooperatifinden
söz etti.
“1960’larda kurulmuş ama
sonradan işlerliğini yitirmiş” diye başlıyor kooperatifi anlatmaya.
“Biz 1978 yılında A. İhsan
Alaca, Muhammet Güner ve Osman Aksan gibi arkadaşlarla yeniden hayata geçirdik.
Amacımız o dönemde köyde ve çevre köylerde ekimi yapılan sebze ve meyveyi
pazarlamaktı, yaptık da. Bizim dışımızda köyde 13 tane daha alım yapan özel
kişi vardı. Yani üretilen sebze bize ve onlara da yetiyordu. O dönemde ihracat
işi yapan kişiler vardı, onlara da mal hazırlardık. Günde 50, 60 kamyon mal
yapardık. Yoğunlukla biber ve patlıcan işlerdik. Çarliston biber denildiğinde
akla Çine gelirdi. Bir dönem Afyon, Adapazarı, Denizi gibi illere mısır alımı
da yapmıştık.”
“Bizim kooperatif 120 ortağa
kadar çıkmıştı” diyor Sedat Koyun.
“O zamanlar ülkede sulu tarım
yaygın değildi. Şimdi derin kuyular ve barajlar sayesinde her yerde sulu tarım
yapılıyor. O nedenle ülke genelinde her yerde sebze üretimi yapılıyor.
Kooperatif değerini yitirdi. Kimse yöneticilerde suç aramasın. Biz o zaman
fazlasıyla başarılıydık. Şimdi kooperatifin başında biz de olsak aynı sonuç
olurdu.”
Çine Ziraat Odası yeni binasına taşınıyor
Köhne, bir zarfı bile
koyabilecek yerleri yokken sahip oldukları bina için anlatılanların ilk cümlesi
Başkan Nurittin Yılmaz’la kuruluyor. Nurittin Yılmaz’ın Başkan seçilmesinden
hemen sonra başladığı devrim niteliğindeki işlerden biri yeni bina işi.
“Koltuğa oturduğu gün bina
ile ilgili ratahsızlığını bize de yansıttı Nurittin Başkan” diyor İsmali
Yalçın.
“Ele aldığı ilk işlerden
biri bina oldu. Elimizde para olmamasına rağmen şu an oturduğumuz binayı aldı.
1998’de 4.500 liraya alındı bu bina. O zaman cebimizde para yoktu ama herkes
elini cebine attı. Burada isim vermek istemiyorum; Yönetim Kurulundan bazı
Ağabeylerimiz olmasa bu binaya sahip olamazdık. Parasızdık ama alt kat için
1.230 para harcayıp, açılış yaptık. Ödemelerimizi bitirdikten sonra üst katlara
başladık ve 1999 yılında iki kat için 4.000 liraya yakın para harcadık.
Nurittin Yılmaz, Durmuş Kılcı ve diğer Yönetim Kurulu Üyeleri olmasa bu binaya sahip
olamazdık. Hepsini saygıyla anıyoruz.”
Açılış
Çine Ziraat Odası binasının
açılışı 8 Aralık 1998 günü yapıldı. Başkan Nurittin Yılmaz’ın ve delegelerin
tamamının hazır bulunduğu açılış, Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Şeyda Sorman
ve dönemin TZOB Yönetim Kurul Üyesi Mehmet Ulusoy’un da aralarında bulunduğu
kalabalık bir konuk katılımıyla gerçekleşti.
“Mülki Amirlerin tamamı
açılışa katılmıştı” diyor Fadime Kanber.
“Kaymakam, İl Tarım Müdürü
Fikret Akbaş, Emniyet Müdürü S. Erkan Tarancı, Milli Eğitim Müdürü Ahmet
Bacaksız da açılıştaydı.”
Dualar okunarak yapılan
açılışta pasta ve meyve suyu ikram ettiklerini söylüyor Kanber.
“Hayalimizdi” diyor.
“Bir evimiz, ‘bizim yuvamız,
işte burası’ diyebileceğimiz bir yerimiz olsun istiyorduk ve kavuştuk. Bu bina,
Çineli çiftçinin bir araya geldiği yer oldu. Evraklarımızı, dosyalarımızı
koyabileceğimiz, düzeni bulduğumuz bir yer burası. Önceleri çok büyük gibi
gelmişti ama şimdi yetmediğini görüyoruz.
Başkanımız Nurittin Yılmaz’ın geniş ufku sayesinde kavuştuğumuz bu bina
çok önce yapılmalıydı ama yapım ve açılışı Ona ve Bize nasip oldu. Emeği
geçenlerden Allah razı olsun.”
Toprak Mahsulleri Ofisi
Uzun yıllar Çine Ziraat
Odası’nın gösterdiği alanlara, Ekip Şefliği adı altında mısır, arpa ve buğday
alımı yapan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 1986 yılında Ajans Müdürlüğü olarak
faaliyete başlamıştır. O dönemde aldığı malları, Tariş ve Tarım Kredi
depolarına stoklayan TMO, Çine Cumhuriyet Mahallesi, Karahayıt Köyü yolu
üzerinde, dönemin Belediye Başkanı Mehmet Yazgılı’nın cüzi miktarda arsa parası
aldığı alana binalarını yaparak yerleşmiştir.
2003 yılına kadar Ajans
Müdürlüğü adı altında alım yapan TMO, kurumların küçültülmesi politikasına
bağlı olarak, bu tarihten itibaren Amirlik Tesisleri Ekip Şefliğine
dönüşmüştür.
Necabettin Tamcı’nın Ekip
Şefliğini yürüttüğü tesislerde 12 ay boyunca 4 güvenlik görevlisi görev
yapmaktadır.
Alım dönemlerinde, Aydın
Ajans Müdürlüğünden yapılan personel takviyesi ile artırılan işçi gücü sezon
sonunda yeniden normal personel sayısına geçmektedir.
Ülke genelindeki TMO
tesislerinde arpa, buğday, mısır, çavdar, yulaf, mercimek, nohut, pirinç
(önceleri fındık) alımı yapan şeflik Çine’de yalnızca mısır alımı yapmaktadır.
“Son 5 yıldır Çine’de buğday
alımı yapmıyoruz” diyor Necabettin Tamcı.
“Ofis açıldı mı, diye soran
vatandaşlarımıza buradan sesleniyorum: Ofisimiz yılın 12 ayı açıktır ve
faaliyetini yıl boyunca sürdürmektedir.”
1964 yılındı Çine’de doğan
Necabettin Tamcı, Endüstri Meslek Lisesi elektrik bölümü mezunu. Çine TMO’nun
1986 yılında açılmasıyla işe başlamış ve hala aynı görevine devam ediyor. Evli
olan Tamcı, 2 çocuk babasıdır.
Meyan ve meyan kökü
“Evin bahçesinde portakal ağacı varsa, koparıp yemeye üşeniriz de, manava gider
el âlemin üretip gönderdiği kiviyi alır getiririz. Nenem, dedem kiviyle mi
yaşamış 80 yaşına kadar?”
Bunu söyleyen birçok Ulu Çınarla sohbet ettik, hala da duyuyoruz benzer
serzenişleri.
Genel şekliyle, şöyle bir kanı mevcut:
“Bir türlü sahip olduğumuz değerlerin bilincine varamadık. Yabancılar,
reklamla, uyguladıkları politikalarla ellerinde olanı, ürettiklerini bize
pazarlıyor, tükettiriyor. Biz ürettiğimizi, elimizde olanı komşumuza tanıtıp
tükettiremiyoruz. İşin kötü tarafı, sahip olduğumuz değerler gün geçtikçe yok
oluyor.”
Bizim kuşağın yaşayanları bilir; okullarımızda her yıl düzenlenen bir Türk Malı
Haftası vardı, neşe içinde kutlanırdı. Amerika’dan getirilip köy okullarında
bile kaynatılarak öğrencilere tükettirilen süt tozlarıyla başlayan emperyalist
gıda yayılımı, kurşun hızıyla arttı ve günümüze kadar geldi. Hangi mal bizim
yerli malımız, hangisi yabancı menşeli bilemez hale geldik.
Geçtiğimiz günlerde; açıkta tohum satışını yasaklayan bir kanun çıkartıldı. El
altından hayata geçirilen bu yaptırımlar, Ulusal Gazetelerin bir köşesinde,
okunmasın diye iki parmaklık haber olarak veriliyor.
Endemik meyve ve sebze türlerimiz giderek yok ediliyor. TC Hükümetleri de, bu
acımasız yok ediş politikasına alet oluyor. Bunu gören bilinçli üreticinin
söylediği tek şey de; “Allah sonumuzu hayır etsin’ serzenişi.
Ayak uyduramamak
19. yüzyılın başlarında birçok sektöre kullanılmaya başlanan meyan ve meyan
kökünün Anadolu Coğrafyasındaki yayılımı tahmin edilenin çok üstündedir.
Ege’nin tamamı, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’nun bütün yerleşimlerinde yaygın
olarak yetişen meyanın, Osmanlının ve Cumhuriyet Türkiyesinin tarım ile
ilgilenen birimlerince görülmesi ve değer olduğunun fark edilmesi tarihi
yoktur. Toprağın 10 cm altındaki bu korkunç değer bir türlü tespit edilip
işlenilir hale konulamamıştır.
Ürettiğimiz incirimizi, zeytinimizi, pamuğumuzu, kestane ve cevizimizi ve daha
birçok ürünümüzü pazarlayıp, aslan payını alanlar yabancı sermayeli
şirketlerdir. Kısacası Anadolu insanı olarak bilime, ticarete ve sanata ayak
uyduramamanın en bariz görüntüsü budur.
Meyan ve meyan kökü
Bölgemizde Piyan ya da Bıyan olarak adlandırılan Meyanın Latince adı
glycyrrhiza (Yunanca Tatlı Kök anlamına geliyor) globra. Dik gövdeli olan
bitkinin boyu 1,5 metre kadar büyüyebiliyor. Yüzyılımızda dünyanın birçok ülkesinde
kültür ekimi yapılıyor.
Meyan kökü ile tanışmam çok eski değil. 1990’ların sonlarında Manisa Akhisarlı
bir arkadaşın; ”Çekişte (kırma) zeytini tatlandırmak için kavanoza birkaç
baharat koyman yeterli. Dene, çok daha lezzetli olduğunu göreceksin” demesiyle
tanıştım.
Arkadaşın önerisine uyarak; tatlanmış çekişte zeytinin suyunu sızdırdıktan
sonra bir kavanoza koydum. Üzerine meyan kökü, kırmızı toz biber, mercanköşk,
defne yaprağı, nane, kekik ve fesleğen serpip zeytinyağını üzerine döktüm.
Birkaç günde bir kavanozu ters çevirdim ve 15 gün kadar demlenmesini bekledim.
Gerçekten de atalarımın yaptığı o güzelim çekişte tamamen değişmiş ve mükemmel
bir tat ortaya çıkmıştı.
Baharatçılarda rahatlıkla bulunabileceği söylenen meyan kökünün bir dönem
bölgemizde geçim kaynağı olduğunu ise çok uzun zaman sonra öğrendim. Çine ve
Karpuzlu Ovalarının her yerinde, özellikle işlenmeyen, sabanın varmadığı tarla
kıyılarında bol miktarda olduğunu öğrenmem ise daha dün kadar yakın.
Ekonomik işgal ağı
Meyanın, özellikle meyan kökünün bir ticari meta olduğunu bizden önce öğrenen
gelişmiş batılı ülkelerin şirketleri, iç çekişmelerle uğraşan, içerde kendini
yemekle meşgul Osmanlının sınırları içine girdi ve bu işe el attı.
MC Andrews ve Forbes şirketi (Bu şirketin yöneticilerinin İzmirli Levanten bir
aile olduğu bilinmektedir) 1854 yılında Aydın’da meyan kökü işletme fabrikası
kurdu. Daha sonraki yıllarda (1875 yılına kadar) işletmelerini genişletti ve
Söke, Kuşaklı ve Nazilli’de de fabrikalar kurdu.
1853’de İngiliz İşadamı Robert Wilkin’in başlattığı inşaatın 7 Haziran 1866’de
133 km’lik İzmir – Aydın bölümünün tamamlanmasıyla açılan demiryolu, Aydın
ticaretinin önünün açılmasını sağlamıştı.
O dönemin ticari akışını inceleyen ve çalışmalarını o yönde sürdüren Cihan Özgün,
“19. yüzyılın 2. yarısında İzmir’in Aydın Sancağı ile ticari ilişkileri” adlı
sunumunda; “1840,1860 yılları arasında meyan kökünün en büyük alıcısı
Amerika’ydı” diyor.
Bu tarihlere denk düşen yılların sonunda meyan kökü ve diğer bölgesel yer altı
üretimlerin yurtdışı talepleri artmıştır. Amerika’dan sonra İngiltere, Fransa,
Avusturya-Macaristan ve İtalya gibi ülkeler de meyan kökü alımı için taleplerde
bulunmuşlardır.
Tarihi kayıtlarda Mc Andrews ve Forbes Şirketi Aydın Bölgesindeki linyit
madenlerini işlettiği yazılıdır. Şirketin buharla çalışan fabrikaları, meyan
kökü mevsimi bittiğinde kapatılıyor, mevsim başında yeniden açılıyordu. Çine’de
1890 tarihi itibariyle bir tek un fabrikasının (Abacıoğlu Dimitri’nin su ile
çalışan un fabrikası) olduğu düşünülürse, Forbes Şirketinin madenlerden
yararlanarak yaptığı meyan kökü işletme tesislerinin modernliğini düşünmeyi
öneriyoruz.
Forbes ve TCDD
“Genç Türkiye Cumhuriyeti çok istikrarlı ve bilinçli büyümüştür” diye başlıyor
olayı anlatmaya Zeki İçöz.
“Her alanda devrim yapan bir yönetici kadrosuyla çalıştılar. O zamanlar Demir
Yolları yabancı bir firmanındı. Türkiye’ye ilk demir yolu biliyorsunuz
İzmir-Aydın arasına yapılmıştı. T.C. Devleti demir yollarını satın almak
istedi. Satacak firma, fakir Türkiye Cumhuriyeti’ne güvenmedi ve kefil
getirmesini söyledi. Devlet, demir yollarından o dönemde en çok yararlanan
şirket olan Forbes’i, elinin taşın altına koymasını istedi.”
“Forbes, ‘size kefil oluruz ama bizim yükleme yaptığımız her istasyonun
kenarından 20 dönüm arazi vereceksiniz’ diye şart koştu. Devlet o teklifi kabul
etti ve arazileri verdi. Şimdiki Aydın Kipa’nın olduğu yer Cumhuriyet dönemi
başında Forbes’e aitti. İşletmenin kapısında ‘Forbes Compani’ yazardı, Ben
gördüm. O alan ve binalar daha sonra Tariş’e devredildi. Biliyorsunuz Tariş’ten
de Kipa satın aldı.”
Alımlar merkezde toplanıyordu
MC Andrews ve Forbes Şirketine bağlı meyan kökü alımını yapan kişilerin
oluşturduğu ağ, en küçük meyan kökü çıkartılan toprağın olduğu yere kadar
ulaşmıştır.
Toplu alım yapılan merkezlerin listesini uzatmamak kaydıyla önünüze koymakta
yarar olduğunu sanıyorum.
Söke’de; Sazlıköy, Yenidoğan, Akçakonak, Güllübahçe, Akköy.
Koçarlı’da; Bağarası, Dedeköy, Şenköy, Cincin, Çakırbeyli.
Germencik’de; Ortaklar, Mursallı, Reisköy, Erbeyli. İncirliova.
Aydın Merkez’de; Kardeşköy, Osmanbükü, Acarlar, Ovaeymir, Çeştepe, İmamköy,
Serçeköy, Umurlu.
Yenipazar’da: Baltaköy, Hamzabali, Dalama, Kozalaklı, Çulhan, Alhan, Donduran.
Bozdoğan’da; Direcik, Alamut, Hamidiye, Toygar, Yazırlı, Mescitli.
Nazilli’de; Atça’dan Kuyucak’a kadar olan bölgedeki Menderes Nehri havzasında
kurulu bütün köylerde meyan kökü alım merkezi bulunuyordu.
Bölgemiz alım merkezleri
Çine Çayının doğusunda bulunan Çiftlik Köyü ile batısında bulunan Çakırbeyli
Köylerinin güneyinde kalan ova yerleşim yerlerinin tamamında meyan kökü kazımı
ve satımı yapılıyordu.
Bu bölgede kalan yerleşim yerlerinden Çiftlik, Savrandere, Bahçearası, Gökyaka,
Saraçlar köylerinde alım yapan kişiler hakkında bilgi sahibi değiliz ama adı
geçen köylerde alımın yapıldığını ve Aydın’a ve direkt olarak, işlenmeden
İzmir’e gönderildiğini biliyoruz.
Karpuzlu bölgesinde; Abak, Ulukonak, Merkez, Koğuk, Ovapınarı, Çobanisa,
Ömerler ve Güney köylerinde de meyan kökü kazımı yapılıyordu. Çobanisa, Merkez,
Ulukonak ve Abak köylerinde toplanan bu meyan kökleri Aydın ve İzmir’e sevk
ediliyordu.
Çine alım merkezleri
Tepeköy, Kızılgüney, Karanfiller gibi orman kıyısı köylerin halkının ve
Altınova, Dorumlar köylülerinin kazdığı meyan kökleri Cumalıköy ve Tokmak
mevkiinde toplanıyordu. Toplanan meyan kökleri buradan sevk ediliyordu. Bu iki
toplama merkezinde alımı kimlerin yatığı hakkında bilgi sahibi değiliz.
Çaltı, Karakollar, Kahramanköy, Yağcılar, Kuruköy, Eskiçine ve Umurköy’de de
alım yapılıyordu. Bu alımlarda toplanan meyan kökleri de Aydın’a sevk
ediliyordu.
Kimler, nerede alım yapıyordu?
“İngiliz Kumpanyası (Forbes) vardı, meyan toplardı o şirket” diyor Eskiçineli
Muhammed Öztaş.
“Hamit (Kaya) Çavuş o şirketin buradaki adamıydı. Meyan kökü toplar,
gönderirdi. Ben ilk kez onun yanında çalışmaya başladığımda düz işçi olarak
çalıştım. 125 kuruş yevmiye ile çalışmaya başladım. Benim çalışmamı beğenmiş
olmalı ki kısa süre sonra beni kantarın başına geçirdi.”
Eskiçine, Kuruköy Akmezarlık, Yağcılar ve Ovacık’da toplanan meyan köklerini
Hamit Kaya alır, gönderirmiş.
“Çaydan karşıdan pek alım yapmazdık” diyor Hacı Muhammed.
“Umurköy’de Molla Halillerin Ali Dayı vardı. O Karapıyan’da toplardı meyanı,
biz gider oradan alırdık.
Forbes’in dışında İzmir’den Koca Kemal vardı, Yumurtacı Kemal (Alper) onun
adamıydı. O da meyan kökü toplardı, ona gönderirdi. Biz Forbes’e toplardık.
Kemal’in Adamı Arif Ali Çavuş, Bakkal Bekir vardı. O, onların kantarcısıydı.
Karşılıklı kantar yarışı yapardık. Benim yanımda Habib Çavuş vardı,
Yağcılar’dan.”
Zeki İçöz’ün hatırladıkları
“Ege Bölgesinden, Akdeniz’den, her yerden toplanırdı bu piyan kökü” diyor Zeki
İçöz.
“Her yerde temsilcileri vardı bu adamların. Çine’deki temsilcileri Bizim Köyden
(Kahramanköy) Ali (Uysal) Bey’di. Şirketin her türlü sözü onundu. Ondan sonra
bir süre Çaltı Köyü’nden Yanık Hancı Mustafa Kalkan’ın Babası baktı. Çeşitli
yerlerde toplanırdı piyan kökleri. Çaydan karşıdakiler Kahramanköy’e getirirdi.
Ali Bey’in Kahvesi’nde (Çetinlerin tarlasının orada), Kelveli Kahvesinde,
Yılanlarda Kavaklı Kahvede toplanırdı; oralarda toptan alım yapılırdı. Toplanan
piyanlar deve, öküz ve camız arabalarıyla Aydın’a götürülürdü. Oradan trenle
İzmir’e götürülür, orada işlenirdi.”
Her köyde bir temsilcisi vardı Forbes’in” diyor Zeki İçöz.
“Karakollar Köyü’nden Muhacir Bekçi, Umurköy’den Ali Öner, Çaltı’dan Tekel’den
Emekli Mitat’ın Babası Piyancı Mustafa Akın vardı, köy temsilcileri olarak.”
Para çarşamba günü dağıtılıyor
“Ümit Güney’in Babası, Aydın’dan şirketten parayı alır gelir, Hamit Çavuş’a
teslim ederdi” diyor Muhammed Öztaş.
“O da parayı bana verirdi; ben dağıtırdım. Parayı dağıtmaya çarşamba günü
akşamdan başlardık. Ocakta dağıtırdık; Ocak Akmezarlık’da o zaman. (Akmezarlık;
şimdiki süt toplama merkezi (Rodos Süt’ün işletmesinin olduğu yer; bir başka
adı da İskender Burnu) olan yere yakın bir yerde.) Çarşamba günü parasını
alamayan, ertesi günü pazara gelir alırdı.”
Hacı Muhammed’in meyan kökü ile ilgili anlattıklarının tarihi 1948 ya da 1949.
“Meyan kökü o zaman 4 kuruş, 5 kuruşa alınıyordu. Mal buralarda toplanıyor,
buradan develerle, kağnılarla Aydın’a gönderiliyordu. Oradan da trenle İzmir’e
gidiyordu. Aydın’da Forbes’in muhasebesine bakan İhsan Bey vardı. Onun
sayesinde ben 1954 yılında sigortaya girdim. ‘Sigortasız insan çalıştırmıyoruz’
demişti o zaman.”
Meyan ticareti 1960’da bitmiş
“Hamit Çavuş 1960 yılına, inkılâp olana kadar meyan kökü alımı yaptı ve
Forbes’in Aydın’daki tesislerine gönderdi” diyor Muhammed Öztaş.
MC Andrews ve Forbes firmasının Aydın ve çevresindeki işletmeleri 1960 yılında
kapatılmış. Bu tarihin Askeri Harekât ile bir ilgisi olduğunu sanmıyoruz.
Türkiye ekonomik ihracat tarihi dosyalarına baktığımızda Akdeniz ve Güneydoğu
Bölgelerinde 1980’lerin sonlarına kadar meyan kökü ticaretinin yoğun şekilde
sürdüğünü görüyoruz.
Bölgedeki meyan kökü kazma işinin 1960 yıllarında son bulmasının nedeni yüz
yıldan fazla süre kazılan meyanın üretime cevap veremeyecek duruma gelmesinden
başka bir şey değil.
Bir başka neden de şuydu: Aydın ve bölgesinde 1950 yıllarında sulu tarıma
geçilmişti. Sulu tarıma geçiş sonrasında, ekilip, dikilmeyen araziler işlenmeye
ve ekilmeye başlanmıştı.
Meyan ve meyan kökünün getirisinden çok daha fazla verim elde edilebilen pamuk,
mısır gibi ürünler tarımın yönünü çevirmişti.
Meyan kökü işlenmeyen, sürülüp ekilmeyen arazilerde kendiliğinden çıkan bir
bitkidir. Toprağın 10, 15 cm kadar altında başlayan ve yüzeye yatay olarak
uzayan kökleri kazmak çok kolaydır. Ekilmeye başlanan arazilerde kullanılan saban
bu kökleri tamamen ortadan kaldırmıştır.
Ekim ayından nisan ayına hasat
“Meyan kökü kazılmaya ekim ayında başlanırdı” diyor Muhammed Öztaş.
Aslında meyan kökünün çürümesi gibi bir durum söz konusu değil. Yılın her ayı
kazımı yapılabilir ama toprağın yağmurların yağmasıyla yumuşamaya başlaması,
hasadın başladığı tarih olarak belirlenmiş.
Ekim ayında meyan kökünün yerini belirlemek mümkün değil. Çünkü meyanın toprak
üstüne çıkması ve dal salmaya başlaması mart sonuna denk düşüyor. Nisan ve
mayıs aylarında dalları uzuyor ve çiçek açmaya başlıyor. Yukarıda da ifade
ettiğimiz gibi meyan yıl boyunca kasılabilir ama nisan ayından sonra toprağın
sertleşmeye başlaması ile kazım işi durduruluyor.
Çok yönlü kullanılan bir bitki
Meyan kökü ticari mal olmaktan 1960 yıllarında çıkmış ama bölgemizde hala
bulunan bir bitki.
Ekim yapılmayan arazilerde, toprağın 10, 15 cm altında yatay olarak uzayan
köklerine ulaşmak için bir çapa darbesi vurmak yeterli.
Araphisar’da besicilik yapan Mesut Coşkun’u ziyaret ettik. Bir çapa alıp
önümüze geçti ve besihanenin 100 metre kadar kuzeyine indik. Birkaç çapa
darbesiyle bir avuç meyan kökü çıkarıp döndük.
Bölgemizde hala bol miktarda bulunan meyanın birçok alanda kullanıldığını
biliyoruz. Bölgemizde işlendiği zamanlarda, bitkinin dallanıp, çiçek açmasına
pek izin verilmemiş ama birçok bölgede çiçeğinden bal üretiliyor. Yine meyan
şerbeti yapılıyor ve bu şerbet Güney, Güneydoğu Bölgelerimizde yaz içeceği
olarak tüketiliyor. Şerbeti marketlerde paket olarak da satılıyor.
1980/1989 Yönetim Kurulu
Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine
delegesidir
Başkan Vekili Hasan Baldan
Gökyaka Köyü delegesidir
Muhasip Üye Nurittin Yılmaz
Çöğürlük,
Kamil Kahraman Yağcılar,
Muharrem Ataköy Yeni Mahalle,
Ali Rıza Demir Kızılgüney Köyü,
Süleyman Saldı Karakollar Köyü delegesidir.
Kamil Kahraman
1935 yılında doğan Kamil
Kahraman, Sağırların Mehmet Ali ile Yörük Mehmet’in Kızının Oğlu.
1953 yılında Sağırların
İbrahim’in Kızı Ayşe ile evlendi. 2’si kız, 4 çocuk babası olan Kahraman, 7
torun ve 1 torun çocuğu sahibi.
Çine Ziraat Odasının ilk
üyelerinden olan Kahraman, çiftçiliğin yanı sıra küçükbaş hayvan
yetiştiriciliği de yaptı. Yağcılar Köyü Muhtarı seçildikten sonra küçükbaş
hayvan üreticiliğini bıraktığını söylüyor.
1989/1992 Yönetim Kurulu
Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine
delegesidir
Başkan Vekili Durmuş Kılcı
Kuruköy Delegesidir
Muhasip Üye Nurittin Yılmaz
Çöğürlük,
Dursun Ankara Yolboyu,
Salim Gültekin Yörükler,
Süleyman Gürkaş Ovacık Köyü,
M. Ali Gönezer Şefketiye Mahallesi
delegesidir.
Durmuş Kılcı;
Durmuş Kılcı, 1943 Kuruköy
doğumlu. Hacı Ahmet’in oğlu olarak anılan Kılcı, ilkokul mezunu olmasına rağmen
ileri görüşlü kişiliği ile anılıyor.
Mehmet Ali Kızılca Kızı
Hacer ile 1963 yılında evlenen Kılcı, 2’si kız, 5 çocuk, 9 torun çocuğu
bulunuyor.
Durmuş Kılcı, 2011 yılında
geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.
Kılcı, Kuruköy’e şeftali
ekimini getiren ilk insanlardan biri olarak biliniyor. Fıstık, pamuk gibi
ürünler eken bir çiftçi olan Kılcı, uzun yıllar kapalı besi büyükbaş hayvan
yetiştiriciliği yapmış.
3 Dönem Ziraat Odası
yönetiminde bulunan Durmuş Kılcı, 2 dönemi Başkan Vekilliği görevinde bulunmuş.
Çine Ziraat Odası binasının alımı ve yapımında gösterdiği fedakarlığı ve Başkan
Nurittin Yılmaz ile olan uyumu, Çine Ziraat Odası tarihine geçecek niteliktedir.
Salim Gültekin
1940 yılında Yörükler
Köyünde doğan Salim Gültekin, Çavuşoğlu İbrahim ile Doğanyurt Köyünden Mektep
Hocası Mehmet Sünger Kızı Esma’nın oğludur.
İlkokul mezunu olan
Gültekin, 1964 yılında Doğanyurt Köyünden Bahri Özdemir Kızı Necibe ile
evlendi. Gültekin, 2’si kız, 3 çocuk,z9 torun, 2 torun çocuğu sahibidir.
Çine Ziraat Odasına 1969
yılında kaydını yaptıran Gültekin 1989 yılında delege seçildi.
Hayvancılığın yanı sıra
çiftçilik (pamuk, tütün, mısır) de yapıyor.
1971 yılında bir jeep alan
Salim Gültekin, 1973 yılında Çine Birlikten minibüs alarak Taşımacılığa başladı
ve 1998 yılına kadar bu işi yaptı.
Süleyman Gürkaş
Süleyman Gürkaş Ovacık
Delegesi.
1942 yılında doğan Gürkaş,
Benlilerin Mehmet’in oğlu; Annesinin adı Hatice Dudu.
İlkokul mezunu olan Süleyman
Gürkaş, 1967 yılında Karabacaklardan Süleyman Şimşek kızı Hacare ile evlendi.
Süleyman Gürkaş 2008 yılında vefat etmiştir. Mezarı Çine Ovacık Köyünde
bulunmaktadır.
Gençlik yılları çobanlıkla
geçen Süleyman Gürkaş, diğer Ovacık Köylüleri gibi hayvancılık yaparak
yaşantısını sürdürmüştür. Et ve süt hayvancılığının yanı sıra tütün ekimi işi
de yapan Gürkaş, zeytincilikle de uğraşmıştır.
Mehmet Ali Gönezer
Mehmet Ali Gönezer 1943
yılında Çine’de doğdu. Eski ayakkabıcılardan Küçük Alilerin Mehmet’in Oğlu.
Annesi Sarıoğlu Mahallesinden Tükoğlulardan.
Eşi Soğancılar Mahallesinden
Koca Mustafa Oğlu Ömer’in Kızı. Eşi 1950 doğumlu. 1967 yılında evlenmişler; 1’i
kız 3 Çocuk sahibi.27.10.2016 tarihinde vefat etmiştir.
Çine’de uzun yıllar siyasi
yaşamın içinde bulunan M. Ali Gönezer çiftçilikle uğraşmıştır.
1992/1997 Yönetim Kurulu
Başkan Ali Rıza Kağnıcı Çine
delegesidir
Başkan Vekili Durmuş Kılcı
Kuruköy Delegesidir
Muhasip Üye Nurittin Yılmaz
Çöğürlük,
M. Ali Gönezer Şefketiye,
Salim Gültekin Yörükler,
Süleyman Gürkaş Ovacık Köyü,
Nedim Kasap Çaltı Köyü Delegesidir.
1997/2001 Yönetim Kurulu
Başkan Nurittin Yılmaz;
Çöğürlük delegesidir
Başkan Vekili Durmuş Kılcı Kuruköy
Delegesidir
Muhasip Üye M. Ali Gönezer
Şefketiye,
Dursun Ankara Yolboyu,
Nedim Kasap Subaşı Köyü,
Salim Gültekin Yörükler,
Erdoğan Öncü Kahramanköy,
Hakkı Tuna Altınova Köyü Delegesidir.
Nedim Kasap
Nedim Kasap Subaşı Köyü
Delegesidir.
1944 yılında doğan Kasap,
Nalbant’ın Mehmet ile Hacı Osman’ın (Genç) Kızı Saliha’nın oğludur.
İlkokul mezunu olan Kasap
1964 yılında Kızılgüney Köyü’nden Mehmet Uysal’ın Kızı Hatice ile evlendi. 2
erkek çocuğu olan Kasap’ın 5 torunu bulunmaktadır.
1997 yılında emekli olan
Nedim Kasap çiftçilikle uğraşmıştır.
“Yıllarca pamuk ve mısır
üretimi yaptık” diyor Nedim Kasap.
“Şu an Topçam Barajı su
havzasının altında kalan alanda tarlalarımız vardı. Orada bir Kumkahve diye
bilinen bir yazlık kahve vardı. Orada hayvan pazarı kurulurdu. 1984 yılına
kadar oradaki tarlarımızı sürüp ektik, pazarımıza hayvanımızı götürüp sattık.
Cumalıköy Ovasındaki tarlalardan daha değerli tarlalarımız vardı bizim o
alanda. Dalama Çayı adı verildi o çaya; aslında o çayın gerçek adı Madran Çayı’dır.”
Hakkı Tuna
Hakkı Tuna, Erdoğan Öncü
vefat edince onun yerine yedekten yönetim kuruluna geçti.
1938 yılında Altınova’da
doğdu. Hacıalilerin Mehmet ile Hatice’nin oğlu.
İlkokul mezunu olan Tuna,
1962 yılında Hallaçlar Köyü Beşpınarlar Mahallesinden Hüseyin Kızı Zeynep ile
evlendi. 2 Çocuk, 4 torun sahibi olan Tuna, bir dönem Çine Ziraat Odasında
Meclis Başkanlığı görevinde de bulunmuştur.
1989 – 1999 yılları arasında
Çine Altınova Köyü’nde muhtarlık yapan Hakkı Tuna çiftçilikle uğraşmaktadır.
Meclis Başkan ve Vekilleri
1965/1968
Başkan Ali Rıza Yılmaz
Başkan Vekili Hamit Kaya
1911 yılında doğan Kaya,
Haceloğlu Sülalesinden Bayram ile Zeliha’nın oğludur.
1929 yılında Sarı
Mehmetlerden Süleyman’ın (Çanakkale Şehidi) Kızı Cemile ile evlendi. 120 çocuk
sahibi olan Kaya’nın 47 torunu, 33 torun çocuğu bulunmaktadır.
1976 yılında vefat eden
Kaya’nın Eşi Cemile 1995 yılında vefat etmiştir.
Eskiçine Köyü’nde uzun
yıllar muhtarlık yapan Hamit Kaya çiftçilikle uğraşıyordu.
1968/1971
Başkan Salih Zeki Cengiz
Bşk V. Hamit Kaya
1971/1981
Başkan Hamit Kaya
Bşk V. Süleyman Saldı
1981/1984
Başkan Raşit Kalkan
Bşk V. Ali Kahraman
1984/1988
Başkan Cavit Ancın
Bşk V. Süleyman Gürkaş
1988/1992
Başkan Nedim Kasap
Başkan Vekili Hidayet Merdin
1935 yılında doğan Hidayet
Merdin, Kunduracı Mehmet ile Molla Nebi Kızı Ayşe’nin oğlu.
İlkokul mezunu olan Merdin,
1964 yılında, Gazozcu Ömer Şentürk’ün Kızı Süzan ile evlendi. Merdin, 1’i kız 2
çocuğu, 4 torunu bulunuyor.
1987 yılında emekli olan
Hidayet Merdin, terzilik mesleğinin yanı sıra çiftçilik (mısır ve pamuk
üretimi) de yaptı.
5 yıl Çiftçi Malları Koruma
Derneği Başkanlığı yapan Merdin, Celalettin Kocamaz’ın Belediye Başkanı olduğu
dönemde Mezarlıklar Derneği’ni kuranların içinde bulunuyor.
1992/1994
Başkan Mustafa Aydemir
Akçaova Cumhuriyet Mahallesi
Delegesi olan Aydemir, 1929 yılında Çine Akçaova’da doğdu. Demirci Ali ile
Arife’nin oğlu olan Aydemir. 1953 yılında Akçaova’dan Sarı Müftülerden Hasan
Beyazıt kızı Ayşe ile evlendi.
İlkokul mezunu olan Mustafa
Aydemir yaşamının büyük bölümünü Akçaova’da sıcak demircilik mesleği yaparak
geçirdi. Bağ Kur’dan emekli olan Aydemir; çiftçilik de yaptı. Tarlalarını ve
zeytinliklerini ortak işleticilere veren Aydemir, pamuk ve mısır üreticisidir.
Bşk V. Hasan Fehmi Çelik
1994/1997
Başkan Erdoğan Öncü
Baykan Vekili Hasan Fehmi Çelik
1932 Çine Bahçearası Köyü
doğumlu olan Hasan Fehmi Çelik, Kirişçinin İsmail ile Çakırağa Ali (Yedinci)
Kızı Emir Ayşe’nin oğludur.
İlkokul mezunu olan Çelik,
1951 yılında Abdullah Çakmak Kızı Emir Ayşe ile evlendi. 1’i kız, 3 çocuk
sahibi olan Çelik’in 5 de torunu vardır.
1964 yılında Çine ziraat
Odası’na kaydını yaptıran Hasan Fehmi Çelik, Celeplik, zeytin ve zeytinyağı
alım satımı, komisyonculuk yapmıştır. Mera hayvancılığı da yapan Çelik,
03.04.2016 tarihinde vefat etmiştir.
1997/1998
Başkan Hakkı Tuna
Başkan Vekili Mustafa Güler
1932 Çine Sarnıç Köyü
doğumlu olan Mustafa Güler, Madranlı İbrahim ile Asmalılardan Aydınların Kızı
Fatma’nın oğludur.
Okur yazar olan Güler, 1959
yılında Osman Öztürk Kızı Kadriye ile evlendi. 3 erkek çocuk sahibi olan
Güler’in 2 torunu vardır.
Çiftçiliğin yanı sıra hayvan
yetiştiricisi olan Güler, uzun yıllara Sarnıç Köyünde kahve işletmeciliği
yapmıştır.
1987 yılında Bağ Kur’dan
emekli olan Mustafa Güler Kore Savaşı Gazisidir.
25.02.2018 tarihinde vefat
etmiştir.
1998/2001
Başkan Mustafa Aksoy
1950 yılında Çine Kabataş
Köyünde doğan Mustafa Aksoy, İbrahimlerin Kazım ile yine İbrahimlerden Mustafa
Kızı Durdane’nin oğlu.
İlkokul mezunu olan Aksoy,
1975 yılında Kabataş Köyünden Akbaylardan Kamil’in Kızı Emine ile evlendi.
Aksoy, 1’i kız 2 çocuk, 4 torun sahibi.
1975 yılında Çine Sarıoğlu
Mahallesine göçen Aksoy, çiftçilikle uğraştı. Çine Ziraat Odasına 1980 yılında
kaydını yaptıran Aksoy, tütün, pamuk, mısır ve biber üreticisi.
Başkan Vekili Mustafa Güler
Güler
2001/2003
Başkan Hasan Fehmi Çelik
Başkan Vekili Mehmet Akkavak
Çine Söğütçük Köyü Delegesi
olan Mehmet akkavak 1952 yılında doğdu. Sütçü Mehmet ile Kamberoğlu Hüseyin
Kızı Naciye’nin oğludur.
İlkokul mezunu olan Mehmet
akkavak, 1970 yılında Söğütçük Köyü Harımcık Mahallesinden Molla Hüseyinlerden
Mustafa Yılmaz Kızı Durdane ile Evlendi. Akkavak’ın 2 kızı, 2 torunu vardır.
1990 yılında Çine Ticaret
Odası’na kaydını yaptıran Mehmet Akkavak 2000 yılında delege seçildi.
2006 yılında emekli olan
Mehmet Akkavak, zeytincilik ve büyükbaş hayvan besiciliği yapmaktadır.
2003
Başkan İsa Ural
Çine Hallaçlar Köyü Delegesi
olan İsa Ural 1950 yılında doğdu.
Türkoğlu Hasan ile Ali
Hoca’nın (Dindar) Kızı Hayriye’nin oğludur.
İlkokul mezunu olan Ural,
1977 yılında Çine Sarıoğlu Mahallesinden Marangozların Arif Cengiz’in Kızı
Altan ile evlendi. Ural’ın 3 kızı, 6 torunu vardır.
Çiftçilik (pamuk, mısır,
buğday) yapan İsa Ural aynı zamanda süt ve besi hayvancılığı da yapmaktadır.
1979-82 yılları arasında
Aydın Merkezde taksicilik yapan Ural 2005 yılında emekli olmuştur.
Başkan Vekili Nihat Önel
1954 yılında Akçaova Kadılar
Köyünde doğan Nihat Önel, Şerif Ali ile Saylardan Karabacak Hasan’ın Kızı
Nazmiye’nin oğlu.
İlkokul mezunu olan Önel,
1972 yılında Kadılar Köyünden Efendiler Sülalesinden İzzet’in (Amcasının Kız)
Raziye ile evlendi. Önel’in 2 oğlu, 4 torunu vardır.
1976 yılında Ziraat Odası’na
kaydını yaptıran Nihat Önel, 1988 yılında Kadılar Köyü delegesi seçildi.
Hayvancılıkla uğrayan Önel,
1989 yılından bu yana yaz aylarında Marmaris’de taksicilik yapmaktadır.
2007
Başkan Salih Gökbel
1968 yılında doğan Salih
Gökbel, Molla Salih’in Torunu Hacı Sadettin ile Seferler Köyü’nden Karaoğlan
Mehmet Güçlü Kızı Hatice’nin oğlu.
1987 yılında Hacı Mehmet
Gökbel Kızı Esma ile evlenen Gökbel’in 2’si kız 3 çocuğu bulunuyor.
Gökbel, Çine Ziraat Odası’na
kaydını 1990 yılında yaptırdı. 2007 seçimlerinde delege seçildi ve aynı yıl
Meclis Başkanı oldu.
Hayvancılığın yanı sıra
zeytin işiyle de uğraşan Gökbel, örnek meyvecilik üretimi de yapmaktadır.
Üniversite mezunudur.